Günün haberi

[altuntas58]

Hizbullahın İsrail için aldığı füzeleri bir gün israilin tepesine yağacağı günü sabırsızlıkla bekleyeceğim

[Kibrisli]

Adil Serdar Saçan tahliye edildi

2. Ergenekon davasında 16 aydır tutuklu olan eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tahliye edildi. Serbest kalan Saçan'ın ilk sözleri, '16 ay içeride tutanlar düşünsün" oldu.

İSTANBUL - 2. Ergenekon davasında eski Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tahliye edildi. Duruşmada mahkeme başkanının tahliyesini istediği diğer 9 sanığın mahkeme heyetindeki 2 üyenin karşı çıkması nedeniyle tutukluluklarının devamına karar verildi.

İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ara kararlar geç saatlerde açıklandı.

Mahkemede 3 gündür savunma yapan eski Organize Şuçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tahliye edildi. Mahkeme heyeti, suç vasfının değişme ihtimali, delil durumu ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, 16 aydır tutuklu bulunan Saçan'ın tahliyesine karar verdi.


Duruşma salonunda bulunan Saçan'ın ailesi, tahliye kararını alkışlarla karşıladı. Sanıklar ve avukatlar da Saçan'ı kutladı. Adil Serdar Saçan'ın birlikte trafik kazası geçirerek ve ölümden dönen kızı ile sarıldıkları anda duygusal anlar yaşandı, yaklaşık 10 dakika babasının boynundan ayrılmayan Şeyma Saçan hüznü ve mutluluğu bir arada yaşadığını söyleyerek, "Darısı içerdekilerin başına" dedi. Oğlu Kerim Saçan, "Çok sevinçliyim, adalet yerini buldu, babamı bekliyoruz. Ehliyeti onsuz aldım. babamı eve kendim götüreceğim" dedi. Kardeşi Serkan Saçan ise "16 aylık mücadele mutlu bitti, emeği olanlara teşekkür ediyoruz" dedi.




2001 yılındaki Tuncay Güney'le ilgili savunmayı kapatmakla suçlanan Adil Serdar Saçan, savunmasında bu iddiaları reddetmiş, "Ben burada ancak tanık olarak bulunabilirim. Bu soruşturmayı başalatan kişi benim" diye tepki göstermişti.

"İÇERİDE TUTANLAR DÜŞÜNSÜN"

Silivri Cezaevi'nden saat 02.00 sularında ayrılan ve yakınları tarafından karşılanan Adil Serdar Saçan, kendisine uzatılan mikrofonlara, "Açıklama yapmayacağım. 16 ay içeride tutanlar düşünsün. Suçsuz olup olmadığım belli değil, yargılama devam edecek" dedi.

Ayrıca Saçan, dün yapılan çapraz sorgusunda JİTEM için söylediklerinin yanlış aksettirildiğini belirterek, "Arkadaşlarla birlikte terörle mücadele görevi yaptığımızı söyledim" ifadelerini kullandı.

9 KİŞİNİN TAHLİYESİ

Öte yandan, İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün, aralarında gazeteci Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Türk Metal İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de bulunduğu 9 kişinin tahliye talebine olumlu oy kullandığı ancak diğer iki üye hakimin karşı çıktığı öğrenildi.


2. Ergenekon davasında Adil Serdar Saçan'ın çapraz sorgusu devam eden Saçan, bir soru üzerine varlığı sürekli tartışılan JİTEM ile ilgili açıklamalarda bulundu:

"JİTEM, Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele’dir. Daha sonra JİT yani Jandarma İstihbarat Teşkilatı adını aldı. Güneydoğu’da görev yapıp da JİTEM’i bilmeyen yoktur. Bizimle birlikte kahramanca çarpışan çocuklardı. Ama zamanla dejenere olmuş bir kurumdur. Ben tanık olduklarımı söylüyorum. JİTEM dediğiniz budur."

Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da JİTEM adına faaliyette bulunduğunu anlatan Saçan, şu anda yargılananların kendisinin çökertmeye çalıştığı örgüt olmadığını öne sürdü

"Yeşil, Güneydoğu’da birçok suça karıştı. Bunların çoğu faili meçhul kaldı. Devlet desteği olmadan bunu yapabilir mi? Eğer Yeşil’i bulabilseydim çok iyi operasyonlar yapacaktım ama bulamadım. Davası süren bu örgüt bizim çökertmeye çalıştığımız örgüt değil. Bu, politik olarak sulandırılmış bir örgüttür. Asıl örgüt gizleniyor. Hatta örgüt kurtulmuş oluyor. Asıl örgüt Susurluk’un askeri kanadı. JİTEM’in, bazı askerlerin karıştığı örgüttür."

[altuntas58]

İsrail: Büyükelçi'yi sınırdışı ederiz
''Türk dizilerinde eleştiriler devam ederse Türk Büyükelçisi'nin sınırdışı ederiz''

israil-buyukelciyi-sinirdisi-ederiz

İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, bir İsrail televizyonuna yaptığı açıklamada Türk dizilerinde İsrail'e yönelik eleştirilerin sürdürülmesi halinde buna kayıtsız kalmayacaklarını söyledi.

SINIRDIŞI EDERİZ
Danny Ayalon, tepkilerinin ne olacağını sorulması üzerine "Belki, büyükelçilerini sınırdışı ederiz" dedi.

Ayalon, haftabaşında "Kurtlar Vadisi Pusu" dizisiyle ilgili rahatsızlıklarını iletmek üzere çağırdığı Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'a diplomatik teamüllerde yeri olmayan bir şekilde muamele etmiş ve Çelikkol'u kasten alçak bir koltuğu oturtmuştu. Türkiye'nin büyükelçisini çekme tehdidi üzerine ayalon özür dilemek zorunda kalmıştı.

[Salim58]

özür diledi bunun acısıdır hiç birşey yapamaz yaparsa karşılığı büyük olur.

onun için fazla takmamak gerek dengesiz birinin açıklaması nekadar gerçekçi olabilirki.

[altuntas58]

[ayten58]

paylaşım için teşekkürler.

[Salim58]

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


'Yeter' dedi; İstiklal Marşı'nı yarıda kesti

Konya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Genel Kurulu'nda divan başkanlığını yapan Mehmet Arı, ''Tamam teşekkür ederim. İlk kıtasıyla da olur'' diyerek marşı yarıda kesince tepki aldı.

Kooperatifin 56. Olağan Genel Kurulu Konya Dedeman Otel'de gerçekleştirildi.

Kurul öncesi, divan başkanlığını yapan Karaman Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Mehmet Arı, üyelerle birlikte İstiklal Marşı'nın ilk kıtasını okuduktan sonra marşı yarıda kesti.

Arı, ''Tamam teşekkür ederim. İlk kıtasıyla da olur'' deyince üyelerden tepki aldı. Bunun üzerine Arı, İstiklal Marşı çalan cihaz olmadığı için marşı yarıda kestiğini belirterek, ''Vaktinizi fazla almamak için böyle yaptım. Özür dilerim. İstiklal Marşı 40 kıta da olsa okurum'' diyerek, kendini savundu.

Arı, daha sonra İstiklal Marşı'nın iki kıtasını üyelerle birlikte tekrar okudu.

Zaman zaman gerginliğin yaşandığı ve bin 300 üyenin katıldığı genel kurulda, mevcut başkan Ali Kılınç yönetiminin faaliyet raporu kabul edilmeyince, başkan adayı İbrahim Turgut, oy çokluğuyla kooperatifin yeni başkanı seçildi.

[altuntas58]

Bu ne sacmalık bu adam Türk değilmi yazıklar olsunki istiklal marşımızın okunmasına tahamül edemeyen adamları Konya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Genel Kurulu divan başkanlığına layık görmüşler

[altuntas58]

[65serdal58]

Kur’ân-ı Kerîm’i, 5 yılda elle yazdı
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Hattat Hüseyin Kutlu’nun hat sanatıyla 5 yılda yazdığı Kur’ân-ı Kerîm, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun da katıldığı bir törenle tanıtıldı. Hattat Hüseyin Kutlu’nun beş yılda tamamladığı Kur’an-ı Kerim, kağıdı, cildi, tezhibi, baskı kalitesi ve okunuş kolaylığıyla dünyada ilk olma özelliğine sahip.

“Kur’an-ı Kerim Hicaz’da nâzil oldu. Mısır’da okundu. İstanbul’da yazıldı” hakikatini bilirsiniz. Bu gerçek, önceki gün karilerin ilgisine sunulan Hattat Hüseyin Kutlu hatlı Kur’an-ı Kerim’le bir kez daha pekişmiş oldu.

Kur’an-ı Kerim yazmak hemen her hattatın idealidir. Hattatlar, matbaanın olmadığı dönemlerde Kur’an-ı Kerim’lerin ketebe kısmına sayı yazarak, kaçıncı Kur’an’ın hizmetinde bulunduklarını belirtirlerdi. 70, 80 yıllık ömr-ü hayatlarına 200 kadar yazma Kur’an-ı Kerim sığdıran maharetli hattatlardan miras kalan topraklarda yaşıyoruz.

Günümüz Türkiyesinde ekseriya Hüsrev Altınbaşak, Hamid Aytaç, Hasan Rıza Efendi ve Kayışzade Osman Efendi ketebeli Kur’an-ı Kerimler kıraat edilmektedir. Şimdi meşhur Türk hattatlarının yazdığı Kur’an-ı Kerim’lere bir yenisi daha eklendi: Hattın Şeyhi Hüseyin Kutlu’nun 5 yılını hizmetine vakfettiği Kur’an-ı Kerim, 28 Ocak Perşembe akşamı Fırat Kültür Merkezi’nde düzenlenen merasimle okuyuculara tanıtıldı.
Kutlu hatlı Kur’an-ı Kerim, büyük boyda, kat’ı tekniğiyle hazırlanmış kutu içerisinde okuyuculara takdim edildi. Nesih ve sülüs hattın üstadı Hüseyin Kutlu’nun göz nurunun bir Reisülküttap maharetiyle birleşmesi neticesinde ortaya çıkan Mushaf-ı Şerif’in özel baskısında aharlı kağıt kalitesinde özel bir kağıt ve ciltte hakiki deri kullanıldı. Oldukça kaliteli sarı ve yeşil yaldız baskının, hususi zerefşan yan kağıt ve haliç işi yaldız baskı tekniğiyle buluştuğu Kutlu’nun 60 ayda yazdığı Kur’an-ı Kerim, kağıdı, cildi, tezhibi, baskı kalitesi ve okunuş kolaylığıyla dünyada ilk olma özelliğine sahip.

Define Yayınları’nca okuyuculara takdim edilen özel baskı Kur’an-ı Kerim’in sırada rahle, teheccüd, hafız ve cep boyları da var…

Ali Rıza Özcan, Ersan Perşem, Şehnaz Özcan ve Nurdan Erkal tarafından tezhiplenen Mushaf-ı Şerif’te esma-i hüsnadan mülhem olarak 99 farklı durak ve 14 farklı sure başı tezhibi bulunuyor.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Programdan notlar

Fırat Kültür Merkezi bu kez Kur’an-ı Kerim sevdalıları tarafından dolduruldu.

Hasan Çelebi, Prof. Dr. Fevzi Günüç, Ali Toy, Davut Bektaş, Mahmut Şahin, Abdullah Aydemir gibi günümüzün usta hattatlarının hazır bulunduğu merasime, İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, IRCICA Direktörü Dr. Halit Eren ile birlikte, tezhip, ebru, cilt ve kat’ı sanatkârları ve İstanbullular yoğun ilgi gösterdi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun da bir konuşma ile katkıda bulunduğu gecede İshak Danış, Fatih Çollak ve Mısırlı Hafız Ahmet Naina Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulundu.

Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Günüç yaptığı konuşmada Hattat Hüseyin Kutlu hatlı Kur’an-ı Kerim’in niçin ve hangi ihtiyacına binaen yazıldığını, tezhiplerinin hangi özenle yapıldığını belirterek, ‘mushaf’ta emeği bulunanlara teşekkür etti.

Hüseyin Kutlu yaptığı selamlama konuşmada “kutlu hizmeti”nin hayat bulma serencamını, “Hasan Rıza Efendi, Kayışzade Osman Efendi ve Hamid Aytaç Mushaflarını karşıma açıyordum. Üçünü de tetkik ettikten sonra acemi okurun zor kelimeleri daha açık ve net okuyabilmesi için nasıl yazabileceğimi düşünüp sayfanın tertibini buna göre yapıyor, ondan sonra yazıyordum.” cümleleriyle özetledi.
Program, Ahmet Şahin ve Mehmet Kemiksiz’in tasavvuf musikisinden örnekler sunmasıyla sona erdirdi.


Merasim için dev boyutlarda Kur’an-ı Kerim serlevhası görseli hazırlanmış. Mushaf-ı Şerif’e hürmeten, ruhunda sanat ve estetik güzelliklere açık kapılar bulunan yüzlerce kişiyi bir arada getiren gecede serlevhanın sahnede ayak hizasına konulması ve bu keyfiyete ilgililerin bir şekilde müdahil olmaması gecenin ayıbı olarak sürekli hatırlanacak…

İbrahim Ethem Gören/Dünya Bülteni- Haber Merkezi