Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Diğer Konular
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz.



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 27.10.2007, 23:39   #11
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 20:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4502 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Pfeil -->: Hikayeler

Kıssadan hisseler güzel bir hikaye paylaşımınız için teşekkürler
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.10.2007, 23:41   #12
Sweetgirl
Usta Yiğido
 
Sweetgirl - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sweetgirl Şuan Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 01.05.2015 23:50

Üyelik Tarihi: 13.08.2005
Mesajlar: 3.307
Tecrübe Puanı: 1035 Sweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz sein
Standart --->: Hikayeler

Böyle hanım da böyle bey de var günümüzde!

Otuz kitaba imza atan elimi öpüp, duamı almak için bekleyen kıymetli okuyucularım! Yanlış adrestesiniz. İşte size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi!. Gelin, görün kötü gün dostu vefalı eş nasıl olur?
Aile hayatımız adına fevkalade düşündürücü bulduğum bir olayı gelen sorular üzerine bir daha arz etmeme izin verin lütfen. Bilindiği üzere, okuyucularımla özellikle kitap fuarlarında da görüşüyor, sorularına cevap verirken dertlerini de dinlemiş oluyorum. Neler mi dinliyorum, neler mi duyuyorum? Bir tanesini arz edeyim de siz de ibretle okuyun, hayretle tefekkür edin. Bakın nasıl (zalim) beyler ve (sadık) hanımefendiler yaşıyor bu dünyada siz de görün.

- Hocam, derdim derindir bana bir yol göster! Diyerek başladı üç çocuk anası hanımefendi ve şöyle devam etti:

Kocam içki bağımlısı. Gece yarılarına kadar meyhanede içiyor. Sonra da geliyor, kapıyı yumruklamaya başlıyor. Çocuklar duyup da huzursuz olmasınlar diye hemen kalkıp kapıyı açıyorum. Buyur deyip saygıyla karşılıyorum. Bazen yemek istiyor, gecenin o saatinde. Akşamdan hazırladığım yemekle sofra kuruyorum. Bu defa beğenmiyor, bunlar beklemiş, bana yeniden yemek yap, diyor. Çocuklar okula gidecekler uyanıp da huzursuz olmasınlar diye yine mutfağa giriyor, yemek yapmaya başlıyorum. Arkamdan geliyor hazırladığım yemeğe bakıyor, ben bunları yemem, başka yemek yok mu? diye bağırıp çağırmaya başlıyor. Ben de kazanabildiğim parayla ancak böyle yemek yapabiliyorum, sen yardımcı olursan istediğini yaparım, deyince, kıyametler kopuyor, kazandığını başıma mı kakıyorsun, diyerek tencere-tabak ne varsa havada uçuşuyor.. Yine çocuklar duymasın diye sesimi çıkarmamaya gayret ediyorum; ama nafile. Başıma fırlatılan tencere-tava sesine çocuklar geliyor, ortalık ana-baba günü oluyor, bağrışmalar, ağlaşmalar, bir kıyamettir gidiyor.

- Kocanızın işi ne? Nerede çalışıyor? diyorum.

- Ne çalışması hocam? diyor. Geceyi meyhanelerde geçiren adam gündüz çalışabilir mi? Akşama kadar horul horul uyuyor. Akşam tekrar çıkıyor arkadaşlarının yanına.

- Evin ihtiyaçlarını kim karşılıyor öyle ise? diyorum.

- Ondan ümidim kesilince ben komşuların ev temizliğine gidiyorum. Kocamın durumunu bilenler sağ olsunlar ev işlerini bana yaptırıyorlar, evin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Hatta onun masraflarını da ben temin ediyorum!..

- Yani meyhane masraflarını da mı sen veriyorsun?..

- Ne yazık ki öyle oluyor. Çıkarken para istiyor, vermesem ev başıma yıkılacak hale geliyor. Namus belası meyhane harçlığını da ben vermek zorunda kalıyorum..

Ben bu durum karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum, sanki hıçkırıklar boğazıma düğümleniyor. Kendimi zor tutuyorum. Tam bu sırada beni şoke eden bir açıklama daha dinliyorum. Diyor ki:

- Bunların hiçbirisi mühim değil, benim için. Çok da mühimsemiyorum olanları. Ben kapıcı olarak da çalışmaya razıyım. Allah’a şükürler olsun elim ayağım tutuyor, çalışabiliyorum. Hatta onun harçlığını da verebiliyorum.

- Öyle ise bana neyi sormak istiyorsun? Bir şok cevap alıyorum bu soruma da. Bakın ne diyor.

- Bu hali onu Cehennem’e götürecek. İşte buna razı olamıyorum, Cehennemden kurtarma çaresi yok mu? diye sormak istiyorum. Acaba diyorum, temizlik yaparak kazandığım üç beş kuruştan artırıp da kocamın adına sadaka versem Cehennem’den kurtulmasını sağlayabilir miyim? Sözlerini şöyle bağlıyor:

- Ne de olsa bu benim çocuklarımın babasıdır. Düşene herkes tekme atıyor, ben de tekme atanlardan olmayayım, kucaklayıp kaldıranlardan olayım diye düşünüyorum!

Bu değerlendirmeleri dinledikten sonra daha fazla dayanamıyorum. Önümdeki masanın üzerinde yazdığım otuz kitabım dizili. İmzalatıp duamı almak, elimi öpmek için karşımda bekleyen okuyucularım da sıradalar. Ayağa kalkıp onlara seslenmekten kendimi alamıyor ve diyorum ki:

- Otuz kitaba imza atan elimi öpüp, duamı almak için bekleyen kıymetli okuyucularım! Yanlış adrestesiniz. İşte size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi!. Doğru adres işte burasıdır. Gelin de görün sabır nedir, sadakat nedir, kötü gün dostu vefalı eş nasıl olur?

- Ne dersiniz hanımefendiler! Sizin sabrınız, sadakatiniz, düşene tekme vurmayıp kaldırma vefanız da böyle mi? Siz de aynı sabır kahramanlığını gösteriyor, şefkatli eş örneğini veriyor musunuz? Yoksa size, böyle biriyle imtihana tabi tutulmadığınız için halinize şükretmek mi düşüyor?



Yazan: AHMED ŞAHİN
__________________
GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR



Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27.10.2007, 23:55   #13
Ertugrul
Genel Koordinatör
 
Ertugrul - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Ertugrul Şuan Ertugrul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 19.01.2013 13:22

Üyelik Tarihi: 11.01.2006
Mesajlar: 2.795
Tecrübe Puanı: 10 Ertugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende ZukunftErtugrul hat eine strahlende Zukunft
Standart -->: Hikayeler

Emeğine sağlık,
çok güzel hikayeler özellikle Ahmet Şahin hocanın yazısı çok kıymetli,sadece
hanımların değil kadın-erkek herkesin örnek alması gereken güzel bir hayattan
nadide bir kesit.
İslamın kadınlara verdiği önem büyüktür,aslında İslam kadın,erkek ayırmadan
insana verdiği önem hatta tüm canlı-cansız varlıklara verdiği ehemiyet
evrensel barış diye kapı kapı dolaşan kısır idelojilere karşı tüm insanlığın
hayrına olacak tek kurtuluş reçetesidir.
''Yaratandan ötürü Yaratılanı severim'' sözü üzerine ne söylenebilir ki...
__________________
(Yumhil vela yuhmil)

Ertuğrul Özdemir



Kötülere Acımak İyilere Zulümdür !
Ertugrul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.10.2007, 00:02   #14
altuntas58
Usta Yiğido
 
altuntas58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
altuntas58 Şuan altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 11.10.2012 20:24

Üyelik Tarihi: 29.08.2006
Yaş: 70
Mesajlar: 38.469
Tecrübe Puanı: 4502 altuntas58 isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Pfeil -->: Hikayeler

Bu güzel hikayeleri bizlerle paylaştığın için teşekkürler
__________________
altuntas58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.10.2007, 17:25   #15
fratt
Tecrübeli Yiğido
 
fratt - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fratt Şuan fratt isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 26.05.2011 07:17

Üyelik Tarihi: 29.08.2007
Yaş: 44
Mesajlar: 304
Tecrübe Puanı: 638 fratt FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Hikayeler

evliyalık:
açıkçası artık evliyalığın kadın erkek ayrımı değil bu devirde çıkar mı tartışması yapılmalı bence. çünkü insanlar artık dünyalık derdinde.

sabır:
butür insanların varlığı tartışılır. uzaylıların bile varlığına daha çok inanılıyor. kadın ses çıkaramıyorsa muhtemelen ezikliğinden çocuklarının ortada kalmaması için. ama fırsatını bulsa adamdan kurtulur. yani günümüzde böyle.

NOT: İSTİSNALAR(da) KAİDEYİ BOZMAZ

yinede güzel hikayelerdi teşekkürler
__________________
BeNDe BiR TüRK'üM Ve BeNDe BiR MeHMeTÇiĞiM


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fratt isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.10.2007, 23:31   #16
Sweetgirl
Usta Yiğido
 
Sweetgirl - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sweetgirl Şuan Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 01.05.2015 23:50

Üyelik Tarihi: 13.08.2005
Mesajlar: 3.307
Tecrübe Puanı: 1035 Sweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz sein
Standart --->: Hikayeler

Köpeğe su vermesi affına vesile oldu

İyilik yapmanın ve merhametli olmanın önemini anlatan bu hadis-i şerifte Efendimiz (sas) geçmiş zamanda olmuş bir vakayı anlatır ve ders çıkarmamızı ister.

Eski zamanların birinde bir adam vardı. Adamın eşi çok rahatsızlanmıştı. Bir an önce köye bir doktor getirmesi gerekiyordu. Köy ile kasabanın arası epey uzaktı. Yürüyerek bir günden fazla sürüyordu. Her şeyini hazırladı ve eşine,
- Biraz daha dayan. Doktoru getirmeye gidiyorum. İnşallah şifa bulacaksın, diyerek yola koyuldu. Mevsim yazdı ve çok kavurucu bir sıcak vardı. Ama yapacak bir şey yoktu. Her şeye rağmen doktoru getirmesi gerekiyordu. Vakit öğle olmuştu. Yaklaşık beş saattir yürüyordu. Çok susadığını hissetti. Elini sırtındaki çantaya attı. Su matarasını aradı; ama bulamadı. Sonradan aklına geldi. Meğerse su matarasını aceleyle çıkarkan masanın üstünde unutmuştu.
Şimdi ne yapmalıydı? Şayet yola devam etse, daha çok yol vardı ve aşırı derecede susamıştı. Geri dönse bu kadar yolu boşuna gelmiş olacaktı. Bir de eşi acilen doktor bekliyordu.
- Allah’ım, Sen bana yardım et. Bana dayanma gücü ver, diyerek yola devam etmeye karar verdi. Bir yandan yürüyor, bir yandan da su arıyordu. Güneş, sıcaklığını iyice artırmıştı. Bu sırada ileride bir grup kuşun bir nokta üzerinde uçmakta olduğunu gördü. Çok sevindi. Çünkü büyük bir ihtimalle orada su olmalıydı.
Adımlarını hızlandırdı. O yere geldiğinde hakikaten de bir kuyu olduğunu gördü.
- Şükürler olsun Ya Rabbi, hiçbir kulunu susuzlukla imtihan etme, diye sevinçle dua etti. Su, güneşin de etkisiyle azalmıştı ve kuyunun dibindeydi. Kuyunun iç duvarlarına tutuna tutuna dibine indi. Oradaki sudan kana kana içti. Artık susuzluğu gitmişti. Hemen yola koyulmalı ve kasabaya varmalıydı. Kuyudan çıktı ve o sırada kuyunun etrafında susuzluktan dili dışarıya çıkmış ve kuyunun etrafındaki nemli toprakları yalayan bir köpek gördü.
Köpek, adamın gözlerinin içine bakıyor, adeta ondan kendisine su vermesini istiyordu. Adam, bu tablo karşısında dayanamadı. Tekrar kuyunun içine girdi. Kuyunun içine girmesine girmişti; ama köpeğe ne ile su verecekti. Aklına ayakkabısını çıkarmak geldi. Ayakkabısını çıkarıp suya daldırarak onu bir kap olarak kullandı. Şimdi de başka bir problem ortaya çıkmıştı. Kuyunun ipi olmadığı için elleri ve ayaklarına dayanarak kuyuya inip çıkıyordu. Ayakkabısını eliyle tutamayacağına göre “ne yapmalıyım” diye düşündü. Aklına ayakkabısını ağzına almak geldi. Bu şekilde ağzında ayakkabısı olduğu halde kuyunun dışına çıktı ve köpeğe su verdi. Çok zor olmuştu suyu çıkarmak ama olsun, değerdi.
Suyu içen köpek, doymamıştı. Çünkü ayakkabının içinde fazla su kalmamıştı. Ne kadar dikkat etse de suyun bir kısmı dökülmüştü. Aynı sıkıntılara tekrar katlanarak bir daha kuyuya indi ve köpeğe tekrar su verdi. Bu şekilde köpek tam doyana kadar birkaç defa daha kuyuya inip çıktı. Köpek doyduktan sonra da adam yoluna devam etti.
Adamın bu tavrı Cenab-ı Hakk’ın çok hoşuna gitmişti. Onun bu hareketinden dolayı günahlarını bağışladı ve öldüğünde onu cennetiyle mükafatlandırdı. (Buhari, 2334, 5663; Müslim, 2244; Ebu Davud, 2550)



HİKÂYEDEN ÇIKARILACAK BAZI DERSLER
1. İyilik yapmak ve merhametli olmak bir insanda olması lazım gelen vasıflardandır. İnsan, bu güzel vasıflarını sadece kendi hemcinslerine değil bütün mahlukata göstermelidir. Efendimiz, merhamet etmeyen kimseye merhamet edilmeyeceğini söylemektedir.
2. İyilik yapmak her zaman kolay olmayabilir. Bazen insanın önüne engeller çıkabilir. Ancak insan, bu engelleri aşmasını bilmeli ve devamlı surette iyilik peşinde koşmalıdır.
3. Hiçbir ameli küçümsememeli, hem insanlara hem de diğer canlılara faydalı olmaya gayret etmeliyiz. Bilemiyoruz belki de küçük gibi gördüğümüz bir amelimiz ötede bizim kurtuluşumuza vesile olacaktır.



yazan: ALİ DEMİREL
__________________
GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR



Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19.12.2007, 11:02   #17
FurkaN
Editör
 
FurkaN - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
FurkaN Şuan FurkaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 21:58

Üyelik Tarihi: 09.06.2006
Yaş: 39
Mesajlar: 1.240
Tecrübe Puanı: 10 FurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDI
Standart Elbisemiz Bile Yeterken

19.yüzyılda Almanya nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu. Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar.

Mektupta şöyle denmektedir:

"Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın."

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır. Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar:

"Fransızlar korkaklardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir."Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur:

"Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruher Müzesi'ne koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar.Ayrıca, olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip, hadiseyi temsilen kutlarlar. Elbiseler halen müzede sergilenmektedir.
__________________
"İnsanın süsü yüzdür,
Yüzün süsü göz!
Aklın süsü dildir,
Dilin süsü söz!"


...İMZALARDA SİYASİ SİMGELER YASAKTIR...

BeNi An, bEnİ aRa, AmA bEnSiZ yÜrÜ...
FurkaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 22.12.2007, 04:13   #18
YiGiDo_58_06_nl
Yiğido
 
YiGiDo_58_06_nl - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
YiGiDo_58_06_nl Şuan YiGiDo_58_06_nl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 24.08.2010 19:53

Üyelik Tarihi: 06.07.2006
Yaş: 45
Mesajlar: 76
Tecrübe Puanı: 657 YiGiDo_58_06_nl FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart -->: Artık Tanıyorum İnsanları

Gormesini Bilen Gozler
Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden
büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle,
pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı.
Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik
yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler
değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta
çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk
önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini
kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti.
Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu
bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı.
Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi
onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.

Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete
dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne
bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen
düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı
konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü
ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven
annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye
karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu
söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları
bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti.
Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla
baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.
Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.
Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını
söyleyerek kızı ameliyat ettiler.

Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten
korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye
yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında,
müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.

Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki
bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan
burnu düzelmis, kepçe kulakları normale dönmüş ve
yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu.
Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:
"Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir
çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?"
Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!."
diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri
taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."
YiGiDo_58_06_nl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.12.2007, 10:47   #19
FurkaN
Editör
 
FurkaN - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
FurkaN Şuan FurkaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 21:58

Üyelik Tarihi: 09.06.2006
Yaş: 39
Mesajlar: 1.240
Tecrübe Puanı: 10 FurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDIFurkaN TAM BIR BEYEFENDI
Standart Lale Bahçesi (Dostluk Budur)...

Genç adam artık büyüdüm der gibiydi, çıkışır gibi konuştu:

- Benim de dostlarım var baba!

Baba biliyordu dostun dosttan farkını, alttan aldı:

- Oğul, gerçek dostu bulmak zordur.

Delikanlı ısrarlıydı, onun da bildiği şeyler vardı. Hatta bazı şeyleri babasından iyi bilirdi:

- Benim dostlarım benim için canlarını bile verirler!

Ne kolay söylenmiş bir sözdü bu! Oysa adam ne bedeller ödemişti bunu anlamak için.

- Demek bu kadar güveniyorsun dostlarına...

Oğlunun konuşma tarzı adamın içini burkmuştu biraz, ama renk vermek istemedi. Bir taraftan da onun bu kendinden emin hali hoşuna gitti. Kendisi bu yaşında bile kolay kolay yapamazdı bunu. Bir yandan da oğlunun toyluğunu görüyordu. Elbet herkes gibi o da yaşayıp öğrenecekti. Fakat baba sorumluluğu da vardı, bir şeyler yapmalıydı.

- Ne dersin, diye sordu, dostların seni ne kadar seviyor öğrenelim mi?

Delikanlı altta kalmak istemedi. Dostlarına güveni tamdı ama doğrusu biraz da meraklanmıştı.

- Tamam, dedi, ama nasıl olacak bu iş? Şefkatle oğlunun gözlerine baktı adam:

- Sen büyükçe bir çuval bul, gerisini bana bırak.

Adam gidip ağıldan bir koyun çıkardı, bahçeye getirip kesti. Oğlunun meraklı bakışlarının arasında koyunu çuvala soktu. Çuvalı delikanlıya uzatırken:

- Şimdi en güvendiğin dostuna git, ben bir adam öldürdüm de. Bakalım ne yapacak, dedi.

Delikanlı sırtına yüklendi kanlı çuvalı. Akşamın karanlığında arka sokaklardan geçerek yürüdü. Bu iş kolay olacaktı. Gidebileceği o kadar çok dostu vardı ki... Rast gele birini seçti. Yürümeye devam etti. Çuvaldan süzülen kan ellerine, boynuna bulaşmıştı. Nihayet dostunun evine vardı. Bir eliyle çuvalı sıkı sıkı tutarken, diğeriyle kapıyı çaldı. Dostu karşısındaydı. Şaşkınlıkla arkadaşının ellerine, yüzüne bakıyor, anlamaya çalışıyordu. Çuvalı fark edince saklanamayacak bir endişeyle sordu:

- Hayırdır, bu da ne? Delikanlı;

- Birini öldürdüm, diyecekti ki, daha sözünü ta-mamlayamadan kapı yüzüne kapanıverdi.

Şaşırdı delikanlı. Elinde kanlı çuval, kapının önünde kalakaldı. Tekrar kapıyı çalacak oldu, vazgeçti. Gidebileceği daha bir sürü gerçek dostu vardı nasılsa. Uzaklaşırken döndü, bir kez daha baktı dostunun evine. Perdenin kenarından biri kendisini izliyordu. Aniden perde çekildi, odanın ışığı söndü sonra.

Verilen sözler geldi aklına, dostluk yeminleri, yaşanan onca şey geldi. Babası haklı mıydı yoksa? Bir başka dostunun evinin önünde durdu, ümitliydi bu kez. Fakat yine aynısı oldu. Sonra bir başkası, bir diğeri...

Gece yarısına kadar omuzunda kanlı çuvalla dolaştı durdu delikanlı. Ayakta duracak hali kalmamıştı artık. Kırgın ve öfkeliydi. Çaresiz evin yolunu tuttu. Babasının yüzüne bakmaya utanıyordu. Çuvalı bir kenara bırakırken babasına döndü.

- Sen haklıymışsın, dedi, dünyada gerçek dost yokmuş!

- Belki, dedi adam gülerek, belki de vardır. Şimdi de benim bir dostuma gideceksin. Ben falancanın oğluyum, bir adam öldürdüm diyeceksin. Bakalım ne olacak?

Delikanlı mahcubiyetinden kaçacak yer arıyordu zaten. Seve seve kabul etti. Hem, belki babasının dostuna gittiğinde de aynı şeyler olacaktı. Sanki öyle olmasını istiyordu. Gecenin karanlığına daldı, yeniden sokakları arşınlamaya başladı.

Babasının yerini tarif ettiği evin kapısına gelince önce çuvalı bir kenara bırakıp biraz soluklandı delikanlı. Dört yanı bahçeyle çevrili büyük bir evdi burası. Kapıyı çaldı, çuvalı omuzuna alıp beklemeye başladı. Kırk beş-elli yaşlarında, irice gözlü, hafif şişman, saçları yer yer ağarmış bir adam açtı kapıyı. Delikanlının halinden kötü bir şeyler olduğunu sezinleyerek;

- Hayırdır evlat, dedi, sen kimsin?

Bizimki kendini tanıtıp olan-biteni anlatmaya başlayınca, adam ellerini dudaklarına götürüp:

- Sus, dedi, aman bir duyan olmasın! Gel içeri gir önce.

Hemen bir kazma kürek getirdi. Evin arka tarafındaki lale bahçesine aceleyle bir çukur kazdılar. Gecenin karanlığında çuvalı çukura koyup, üstünü toprakla kapattılar. Taze toprağın üstüne de biraz öteden söktüğü lale fidanlarını dikti adam. Delikanlı elini-yüzünü yıkarken ona yatacak yer hazırladı.

- Bu gece kal evlat, diyordu, ne olur ne olmaz, sabah olsun gidersin...

Delikanlı adama hayranlıkla bakıyor, kendi dostlarını düşünüp, işte, diyordu, işte gerçek dost!

Bütün ısrarlara rağmen gitmek için müsaade almayı başardı. Bir an önce eve dönüp, babasına, sen haklıymışsın, demek istiyordu.

Yorgundu delikanlı. Omuzunda çuval yoktu artık, ama o yorgundu. Bu bir tek gecede bütün dostlarını tanıyıvermişti. Yürüyordu. Bir günde birkaç yıl büyümüştü sanki. Uzaktan evlerinin ışığını gördü. Biraz daha yaklaşınca pencerenin önündeki karaltının babası olduğunu fark etti. Koşarak ellerine sarıldı babasının.

- Haklıymışsın, dedi, gerçek dost başka bir şey, sen haklıymışsın...

Olan-biteni gülerek dinledi adam.

- Dur bakalım, dedi, bu kadar acele etme, hele bir yarın olsun...

Ertesi gün öğlen vakti baba dostunun evine doğru yürürken utanıyordu delikanlı. Bunu nasıl yapacaktı? Babasının neden böyle bir şey istediğine anlam veremiyordu. Gidip o adama herkesin içinde bir tokat atacaktı! Ses çıkarmazsa biraz daha hırpalayacaktı. İyi ama babası neden böyle bir şey yapmasını istemiş olabilirdi? Böyle yaparak neyi anlayacaklardı?

Evin olduğu sokağa geldiğinde işinin biraz daha zor olacağını fark etti. Yüzü kızardı birden. Caminin köşesini dönerken, avluda birilerinin oturduğunu görmüştü. Babasının dostu az sonra olacaklardan habersiz, birkaç ihtiyarla sohbet ederek ezanı bekliyordu.

Cami avlusunda oturanlara doğru yürüdü. Yüzünün, kulaklarının yandığını hissediyordu. Yaklaşıp, oradakilerin şaşkın bakışları arasında adamcağıza bir tokat vurdu. Ama adam bırakın karşılık vermeyi, ses bile çıkarmadı. Bir kez daha kendinden utandı delikanlı ama henüz işi bitmemişti. Tartaklamaya başladı adamı, bir tokat daha vurdu. Adam bir şeyler anlamıştı sanki. Delikanlıyı kollarından tutup kendine doğru çekerek kulağına fısıldadı:

- Evlat, var git babana selam söyle. Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız...
__________________
"İnsanın süsü yüzdür,
Yüzün süsü göz!
Aklın süsü dildir,
Dilin süsü söz!"


...İMZALARDA SİYASİ SİMGELER YASAKTIR...

BeNi An, bEnİ aRa, AmA bEnSiZ yÜrÜ...
FurkaN isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.12.2007, 11:01   #20
ceylankimya
Tecrübeli Yiğido
 
ceylankimya - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ceylankimya Şuan ceylankimya isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 12.06.2008 07:57

Üyelik Tarihi: 21.02.2006
Yaş: 37
Mesajlar: 388
Tecrübe Puanı: 702 ceylankimya FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart -->: Lale Bahçesi (Dostluk Budur)...

Ya Musab şu mailerini bi düzenle özel mesaj gönderemiyom.sormam gereken şeyler var...
ceylankimya isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 07:35.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.