Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 05.10.2009, 23:47   #111
Klimasuyu
Usta Yiğido
 
Klimasuyu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Klimasuyu Şuan Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 01.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1410 Klimasuyu isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: Kini Silmeli

Kine sileceğim diyede eğilmemeli
Cezasını çeken biraz yola gelmeli
Her ne kadar sinirlense de
İnsan olan, saygı nedir, bilmeli
Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 05.10.2009, 23:49   #112
Cley
Moderator
 
Cley - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Cley Şuan Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10 Cley isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: Kini Silmeli

Seyret doya doya güneşi, ayı
Ha senin ha benim ne fark eder ki
Kimden esirgeriz fani dünyayı
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Ne hayaller kurdu bak nice canlar
Nice padişahlar nice sultanlar
Mademki yolcuyuz saraylar hanlar
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Akıbet belliyken bu telaş niye
Şu kısa ömürden kim almış paye
İki metre kefen en son sermaye
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Vefadan payını almayan dünya
Hiç kimseye yaren olmayan dünya
Sana da bana da kalmayan dünya
Ha senin ha benim ne fark eder ki
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır
Cley isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 05.10.2009, 23:54   #113
Klimasuyu
Usta Yiğido
 
Klimasuyu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Klimasuyu Şuan Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 01.05.2009
Mesajlar: 8.602
Tecrübe Puanı: 1410 Klimasuyu isimli Üye Tecrübe Puan?n?zını Kapatmıştır.
Standart Cevap: Kini Silmeli

İnsan olan anlar insanın halinden
İnsanlar çekiyor her zaman dilinden
Düşünmeden klavye ne yazar elinden?
İnsan olan saygı nedir, bilmeli...
Klimasuyu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 09:54   #114
65serdal58
Usta Yiğido
 
65serdal58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
65serdal58 Şuan 65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.05.2016 10:20

Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 41
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1312 65serdal58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart İSRAİL HERONU’NA KARŞI, “TÜRK ÇALDIRAN’I

İsrail’in Heron’una karşı,

“Türk Çaldıran’ı”

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


Türkiye, İsrail’in casus uçağı Heronlar yerine kendi insansız uçağı ‘Çaldıran’ı gizli bir şekilde geliştirmeye çalışıyor.


Sinop’ta yazılım ve tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ülkemizin ilk 6.5 metre boyundaki insansız casus uçaklarının testleri yapıldı. Çok gizli yürütülen proje deneme uçuşu yapılan uçaklardan biri dün düşünce ortaya çıktı.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
DENEME UÇUŞUNDA DÜŞMÜŞTÜ

İnsansız hava araçlarının ilki operatör hatası sonucu düşerken, ikincisi başarı ile uçuruldu. Uçakları yapan Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bayraktar, “Türk Silahlı Kuvvetleri için İsrail’in Heron uçaklarına benzeyen ve daha üstün yazılım özelliklerine sahip ilk casus uçağı yapıp uçurduk. Gizli bir çalışmaydı. Ancak nihai demo öncesi test uçuşlarında biri düşünce gözler bize çevrildi. Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içerisinde 4 milyar dolarlık casus uçak alımı yapacağı öngörülmektedir. Onun için büyük rekabet yaşanıyor” dedi. İsrail’in Heron’larına rakip olması beklenen ve ‘Çaldıran’ adı verilen Türk yapımı casus uçak 20 bin feete çıkarken, 8 saat havada kalabiliyor. Bu yükseklikten gece ve gündüz nokta tespiti yapabiliyor.

Dün Sinop’un Erfelek İlçesi’nde insansız bir hava aracının düşmesi, gözleri Türk mühendislerinin bu alan yaptığı çalışmalara çevirdi. Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetlerinin ihtiyacı için yaklaşık 1.5 yıl önce insansız casus uçak ihalesini açtı. Tamamen milli bir proje olması istenilen ihaleye Vestel Savunma Sanayi A.Ş. ile Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş. katıldı. Her iki firma da çalışmalarını ülkemizin değişik noktalarında yürüttü. İlk casus uçağı Baykar Makina hazırlayarak uçuşa hazır hale getirdi.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

SİNOP’TA TEST EDİLİYOR

Kendilerine devlet tarafından uçakların test edilip, uzman ekip tarafından değerlendirilmesi için geçen ay Sinop Havaalanı’nda bir bölge tahsis edildi. Dün aralarında subayların da bulunduğu 17 kişilik bir heyetin gözetiminde yapılan insansız hava araçlarından biri uçuruldu.

Ancak 18 bin feete çıkıp yaptığı manevra sırasında operatör hatası sonucu, uçak düştü. Erfelek İlçesi’ne düşen casus uçak gözlerin Sinop’a çevrilmesine neden oldu. Vali Mustafa Hakan Güvençer, “Bizi aşan bir durum var. Bunun bilimsel araştırmalar çerçevesinde denemeleri sürdürülen bir hava aracı olduğunu söyleyebilirim” demekle yetindi.

Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bayraktar, çalışmanın gizli olduğunu, ancak prototip model uçuşu sırasında yaşanan kaza kırım nedeniyle çalışmaların kamuoyuna yansığını söyledi.

Bayraktar, “Biz iki firma yarışıyoruz. Bu özellikte ilk casus uçağı yaptık. Test uçuşları heyet gözetiminde değerlendiriliyor. Burada tamamen Türk mühendislerin bir eseri var. Yazılım ve tasarımında hiçbir yabancı mühendis katkısı yok. 8 yıldır uçaklar üzerinde çalışıyoruz. Son iki yılda İsrail’in Heron’larına yakın özellikte ‘Çaldıran’ adını verdiğimiz casus uçağı yaptık. İlk demonun uçuşu sırasında 18 bin feette operatör hatası sonucu kaza kırıma uğradık. Bu kaza ülkemizin milli casus uçak geliştirme projesini hiçbir koşulda askıya almayacaktır. Çalışmalara ikinci uçakla devam edilmektedir. Onda bu hata tekrarlanmadı” dedi.

Kaza kırıma uğrayan insansız hava aracının tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ilk milli insansız hava aracı olduğunu belirten Bayraktar, bir aydır Sinop Havaalanı’nda test ve deneme yaptıklarını kaydetti.

İLK TÜRK İNSANSIZ HAVA ARACI

35 kişilik bir ekibin eseri olan ilk Türk insansız hava aracı, uygun görülürse Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hizmetinde kullanılacak. Uçakların en önemli özelliğinin yazılımlarının Türk mühendisler tarafından yapılıyor olması ve çok düşük desibelde ses çıkarması. Bayraktar, “Bu sistem 10 saat ikmalsiz 200 kilometreden yayın yapıyor. 18 bin feette 8 saat havada kalıyor. 20 bin feete kadar da çıkabiliyor. Uçağımızın kanat açıklığı 9 metre. Boyu ise 6.5 metre. 140 litre yakıtla birlikte ağırlığıda 450 kilogram. Üzerinde gece ve gündüz en gelişmiş görüş alabilen termal özelliği de bulunan kameralara sahip. Havadan bir insanın kolundaki saati görebiliyor. Lazerle hedefi saptıyor. Saatte ise 100-120 kilometre hız yapıyor” dedi.

Bayraktar, Türk Silahlı Kuvvetleri için İsrail’in Heron uçaklarına benzeyen ve daha üstün yazılım özelliklerine sahip ilk casus uçağının uçurulmasının gizli bir çalışma olduğunu da söyleyerek, Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içerisinde 4 milyar dolarlık casus uçak alımı yapacağının öngörüldüğünü ileri sürdü.

UÇAK KENDİSİ KALKIP İNİYOR. ROTAYI TAKİP EDİYOR

Türk Mühendislerin eseri olan prototip ilk casus uçağı kendisine verilen komutu aynen uyguluyor. Çizilen rotaya göre kendisi havalanıyor, rotasında gidip, tekrar geri dönüyor. Otomatik iniş ve kalkış yapıyor. Bayraktar, “Uçakla ilgili ticari ürünler yurt dışından geliyor. Ancak tasarım ve yazılımını Türk mühendisleri yaptı. Bugün devresinde bir sürü eleman var. Onları biz seçiyoruz. Bizim otopilotumuzun içinde 500 bin satır kod var. Biz kodların içinde her türlü değişikliği yapabiliyoruz. Mesela 3 satır kod değişikliği ile eğer enlem ve boylam şunu geçerse motoru stop et ya da git uçağı şuraya çak. diye komut girebiliriz. Herşey mühendisin elinde. O nedenle bu tür sistemlerin milli olmasının önemi daha çok öne çıkmalı. Çünkü yurt dışından gelen sistemlerde kodları ne kadar biliyoruz ki” diye konuştu.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI BEŞ SINIFTAN OLUŞUYOR

İnsansız Hava Araçları (İHA) 5 sınıftan oluşuyor. Ahmet Bayraktar, “İnsansız hava araçları 5 sınıftan oluşuyor. Mikro, mini, taktik, operatif ve male. Mikro: menzili kısa boyutu ufak. Mini: 5 kiloyu geçmeyen uçaklar, taktik: 150- 450 kilogram arası uçaklar. Operatif: 450 kilogram ile 1.5 ton arası, Male: ağırlığı 1.5 tondan yukarı olan uçaklardır. Bugün ordumuzda mikro yok. Mini modeli biz yapıyoruz. Taktiğin tedarikçisi İsrail. Operatif sınıfa heronlar giriyor. Ancak henüz teslim edilmedikleri için Silahlı Kuvvetlerin envarterine girmedi. Bizim yaptığımız model ise taktik ile operatif sınıf arasında kaldı” diye konuştu.

SİLAHLI KUVVETLER 24 ADET ALACAK

Öte yandan Silahlı Kuvvetler insansız casus uçaklardan 24 adet alacak. Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin uçağından sonra Vestel Savunma Sanayi A.Ş.’nin de uçakları test edilecek. Bu yıl içerisinde uçakların ilkinin teslim edilmesi bekleniyor. İsrail’in Heron’larına karşı 4′de 1 fiyata mal olması beklenen ilk Türk malı insansız casus uçaklarının terörle mücadele kapsamında ağırlıklı olarak Güneydoğu Bölgesi’nde kullanılacağı belirtildi.

GECİKEN HERONLARA 180 MİLYON DOLAR ÖDENECEK

Bu arada 2005 yılında İsrail’le imzalanan anlaşma sonucu yaklaşık 180 milyon dolar ödenerek alınacak olan 10 Heron için teslimat gecikince Türkiye’nin kendi insansız hava aracını üretmek için çalışmaları hızlandı. Gelecekte insansız hava araçları daha da yaygınlaşacak. Bugün Kara Kuvvetleri’nin ihtiyacı nedeniyle insansız casus uçaklar üretilirken, gelecekte deniz, hava, jandarma, sivil savunma gibi birimlerde bu uçakları kullanacak.

Dünya Bülteni / Haber Merkezi
65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 09:59   #115
65serdal58
Usta Yiğido
 
65serdal58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
65serdal58 Şuan 65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.05.2016 10:20

Üyelik Tarihi: 17.04.2009
Yaş: 41
Mesajlar: 7.612
Tecrübe Puanı: 1312 65serdal58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart TÜRKİYE’NİN SON OTUZ YILI, OSMANLI’NIN SONUNA BENZİYOR

Türkiye’nin son otuz yılı,

Osmanlı’nın sonuna benziyor»


«… Ama bu çok tehlikeli bir oyun.
Tarihle oyun olmaz… »

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
1 milyondan fazla satarak rekor kıran «Şu Çılgın Türkler» kitabının yazarı Turgut Özakman’la, «Dersimiz Atatürk» filmini konuşmak için buluştuk, ama koskoca bir Cumhuriyet tarihini konuşurken bulduk kendimizi… Konu Cumhuriyet olunca «Demokratik Açılım» a gelmemesi mümkün değildi sözün. Özakman’a göre, bugün bu tartışma varsa, sebebi Şeyh Sait İsyanı’nda… Belki de tarihimizin en büyük talihsizliği bu isyan… Zamanıyla, kayıplarıyla, yarattığı kuşkularıyla…

Randevu almak için aradığımda «Hastayım» dedi sadece, yine de randevu verdi. Hani sanki «Gribim» der gibi… Cumartesi günü için sözleştik, Ankara Oran’daki evine girdiğimde anladım ki, hastalığı öyle sıradan bir hastalık değilmiş. Antrede galoşları taktık, bir de maske… Ellerimizi dezenfekte ettik. Hanımı öyle nazikçe rica etti ki, biz randevu istediğimize utandık. Turgut Özakman, bizi ayakta, gülümseyerek karşıladı, ama çok ciddi bir operasyondan çıkmış Ağustos sonunda… Akciğerinin yarısı alınmış, şimdi nekahat döneminde, tüm bu önlemler enfeksiyon kapmasını engellemek için, zira nezle bile olmaması gerekiyor.

İşte tüm bu risklere rağmen kabul etti bizi, çünkü konu Atatürk’tü ve Özakman için Atatürk demek hayat demek! 20 yaşından beri Atatürk hakkında bilgi-belge topluyor. 1930 doğumlu, yani 60 yılını Türkiye Cumhuriyeti tarihine vakfetmiş. Sayısız araştırma, roman, senaryo ve tiyatro oyununa imza attı, kaleme aldığı «Şu Çılgın Türkler» ülke tarihinin belki de en çok satan kitabı oldu. Cumhuriyetin kuruluş hikayesinin ilk kitabıydı «Şu Çılgın Türkler». İkinci kitap «Diriliş Çanakkale» ydi, şimdi sırada üçüncü kitap «Cumhuriyet» var. «Cumhuriyet» hacimli bir çalışma, iki cilt olarak yayımlanacak ve önümüzdeki haftalarda raflarda olacak. Çok tartışılacak, çünkü gündemdeki her meseleye bir gönderme var bu eserde, her biri belgelerle destekli… Günümüzde o kadar desteksiz atan kendinden menkul uzmanın olduğu bir ortamda, bu kadar belgeye dayalı bir eserin tartışma yaratmaması mümkün değil!

Benim Turgut Özakman’dan röportaj talebimin sebebi ise senaryosunu yazdığı «Dersimiz Atatürk» filmiydi. Ama sohbetimiz Atatürk, onun hayatı derken geldi dayandı siyasi gündeme… Çok doğaldı, çünkü Cumhuriyet tarihini konuşuyorduk. Sohbetin bir yerinde

«Bugünkü Kürt meselesinin temeli 1980 Darbesi midir, yoksa çok daha mı eskilere dayanıyor?»

diye sordum.

«Kürt meselesinde Şeyh Sayit İsyanı çok büyük bir talihsizlik oldu. Hem de çok büyük talihsizlik»

dedi Özakman. Bir de tarifi var ki çok ilginç;

«O çok şaşkın bir isyandı. Ne kadarı etnik isyan, ne kadarı dini isyan belli değil. Ne kadar akılsız bir iş yapılmış, ne kadar çok insan öldü. Hem Türk Ordusu’ndan hem de Kürtler’den… Üstelik Türk Ordusu’nda savaşan o kadar Kürt vardı ki…»

diye devam etti.


Kürtler’in İnönü’den ricası…


Hata neredeydi peki? Asıl hata isyanın kendisi Özakman’a göre, sonra hatayı hatalar takip etmiş. Mesela o kadar insanın ölmesi… Peki niye? Cevabı hemen veriyor Özakman:

«Ankara’nın Doğu’dan ürktüğü anlaşılıyor. Çünkü o dönemde İngilizler’le el altından işbirliği yapan çok Kürt var. Bu çok ürkütüyor Ankara’yı, Musul meselesinde İngilizler’den büyük bir darbe yemişiz zaten. Savaşmak gerek, ama Türkiye daha yeni barışa ermiş. Yaraları yeni yeni sarılacak, savaşabilir mi? İşte tam da böyle bir dönemde isyan oluyor. Ürküntü, korku, güvensizlik var, yoksa Kürt halkıyla hiçbir sorunumuz yoktu. Olsaydı, Lozan’a giderken Kürt milletvekilleri «Bizi sizden ayırmak istiyorlar. Aman ha ayırmayın» diye İnönü’yü uyarırlar mıydı?»

Özakman sohbet bittikten sonra bir ricada bulundu benden; «Aman, politik meseleleri ayıklayın, «Dersimiz Atatürk» ile bir araya getirmeyin. İkisi farklı konular» diyerek… Ama herkesin fikir beyan ettiği Kürt meselesinde bu kez belgelere dayanarak söylenenleri aktarmamak millete haksızlık olmaz mıydı? Ben haksızlığı Özakman’a yaptım, gerçekleri aktarmak adına… Söyleşiye önce Kürt meselesinden başladım. Şimdiden özür diliyorum, tüm bu konuları çok daha detaylı anlattığı Cumhuriyet kitabını da dört gözle bekliyorum!

Kürtler zaten kurucu millet asli unsur olmaktan çıkıp sığıntı mı olmak istiyorlar!

Ankara’nın Doğu’dan ürktüğü anlaşılıyor. Çünkü o dönemde İngilizler’le el altından işbirliği yapan çok Kürt var. Musul meselesinde İngilizler’den büyük bir darbe yemişiz zaten. İşte, tam da böyle bir dönemde isyan oluyor. Ürküntü, korku, güvensizlik var… Yoksa Kürt halkıyla hiçbir sorunumuz yoktu. Olsaydı, Lozan’a giderken Kürt milletvekilleri, «Bizi sizden ayırmak istiyorlar. Aman ha, ayırmayın!» diye İnönü’yü uyarırlar mıydı?

Son olarak Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri de, «Türkiye’deki azınlıklar» ile ilgili raporunda «Ne Mutlu Türküm Diyene» sözünü eleştirdi. Ne diyorsunuz?

Sevr kapatılmamış bir dosyadır; bunu herkes bilsin. Yedi büyük düşmanı yenen bir millet olarak Lozan’a gittik. Tabii ki, «Hoş geldiniz, tebrik ederiz» denmedi bize. Önümüze dolaylı olarak dosyalar getirildi yine. En basitini söyleyeyim size; herkesi azınlık yapmaya çalıştılar. Aleviler bile azınlık olacaktı. Bunların hepsi reddedildi. Yalnız din farkı olanlar azınlık oldu; Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler. Geri kalanlar ortak bir millet oldu; Anadolu milleti. Doğrusu da budur. Çünkü Atatürk döneminin amacı bir millet yaratmaktı. Millet nasıl yaratılır bir toprak üzerindeki insanlardan? Yurtseverlik duygusu ve bilinci etrafında toplanarak yaratılır. Ötesi uydurma, süslü, konforlu tarifler olsun ama en asgarisi, en sağlıklısı budur.

Peki neden Türk deniliyor?

Neden Türkiye Büyük Millet Meclisi deniliyor, Anadolu Meclisi denilmiyor? Çünkü 12. yüzyıldan beri, Batı tarihlerinde Osmanlı lafı hiç geçmez, Türkler denir… Osmanlı’nın devşirmeleri de bir suç işlese bunu yapanlar hep Türkler’dir. Bütünüyle Türk adı kullanılır. Meclis’te konuşmalarda var, «Ağabey milletimiz Türkler» diye… Bir egemen millet var, Türkler diye. Fransa’da Fransızlar’ın, İspanya’da İspanyollar’ın olduğu gibi… Bu üst kimlik. Türk, hem alt kimliktir, yani bütün o etnik gruplardan biridir, aynı zamanda sembolik olarak da bir üst kimliktir. Tarih onu öyle getirdi.


«Atatürk, Kürtler’e özerklik sözü vermedi»


«Türkiye’nin son otuz yılı Osmanlı’nın sonuna benziyor» diyorsunuz. Türkiye, Yugoslavya olur mu peki?

O biraz zor. Yugoslavya çok kolay parçalandı, çünkü parçalanmak istediler zaten. Türkiye’de bu iş biraz zor. Dünyanın dördüncü büyük ordusu, Türk ordusu. Yurdu bölmek istiyorsanız, o gücü de yenmek zorundasınız. Kim, nasıl yenecek? Amerika gelip savaşacak mı bizimle? Irak’ta yenildi, Afganistan’da yenildi, Vietnam’da yenildi. Ama, pek çok insan Kürt meselesinin bölücülük olduğunu zannetmeye başlarsa, bazı şeyleri korumak güç olur. Bir de şu anda Kürtler bazı taleplerinde çok doğru ve haklı olabilirler ama bazı öncüleri tarihi zorluyorlar. Bu da doğru değil. Öyle yapmasınlar.
«Atatürk vaktiyle bize özerklik sözü verdi» diyorlar…

Böyle bir şey yok. Atatürk 1923′de İzmit Konferansı sırasında, gazetecilere Kürt meselesi hakkında «Anayasamızda yerel örgütlerin özerklik hakkı var» diyor. 1921 Anayasası’nda öyle bir hak var. Yani Çerkezler çoğunluk oldukları yerlerde kendilerini özerk yönetecekler belli konularda, diyelim eğitimde, tarımda… Ama bu kadar söylüyor.


Kürtler’in söylediği de o zaten…


Ama 1924 Anayasası «Tek devlet, üniter devlet» diyor. Milli devlet kuruluşuna geçildiği için bu tarz içten içe parçalayıcı olması muhtemel maddeler kaldırılıyor, yerel özerklikler yerini yerel idarelere bırakıyor. Daha çok merkeze bağlı olarak… Ama yine bazı Kürtler diyor ki, «Lozan’da İsmet Paşa, «Ülkeyi Türkler ve Kürtler birlikte yönetmektedir, yönetecektir» demişti.» Doğru… Yani öyle değil mi zaten? Cumhuriyetin kuruluşundan beri birlikte değil miyiz? Şimdi kurucu millet olmaktan çıkıp, azınlık olarak sığıntı bir millet mi olmak istiyorlar? Kurucu millet onlar. Elbette egemen milletin bazı üstünlükleri vardır. Tabii ki bu üstünlüklerini zaman içersinde törpüleyerek yavaş yavaş herkesin altında yer alacağı büyük bir şemsiye yaratır. Ama bu kavgayla yaratılmaz bu şemsiye.

Peki ne olursa her iki taraf da mutlu olur sizce?

Bakın, ben Türk derken, içine Çerkezler’i, Kürtler’i, Araplar’ı da katarım. Kafamın içinde hep öyledir. Bizim kuşağımız öyle yetişti. Biz Türk derken yalnızca Türk’ü düşünmeyiz. Onlar bizim toprak kardeşimiz; aynı vatanı bölüşüyoruz. Tarih kardeşimiz; aynı tarihi bölüşüyoruz. Kader kardeşimiz; zenginliği, fakirliği, galibiyeti, mağlubiyeti hep birlikte yaşamışız. Birlikte aç kalmışız, birlikte doymuşuz, birlikte ağlamışız, birlikte gülmüşüz… Şimdi kalkıp da birileri «Ben Kürdüm» diyorsa, milliyetçilik duygusunu onlara şırınga eden bir gelişim var demektir.
«Türkler de etnik grup, Araplar da, Zazalar da…»

Şeyh Sait’in torunu Abdülmelik Fırat, bir söyleşimizde şöyle demişti; «Bu ülkede yaşayan her kuş leylek, her ağaç kavak mı ki ben de Türk olayım!» Bu da doğru değil mi sizce?

Ama ona «Sen Türk ol» diyen hiç kimse olmadı ki! Resmi olarak Fransa devletinin vatandaşına Fransız denir, İtalya vatandaşına da İtalyan.

Peki bu problem 1980 sonrasının problemi mi? Atatürk zamanında böyle bir problem yok muydu?

Yoktu. Şeyh Sait İsyanı’ndan ötürü Meclis’teki milletvekillerinin çok büyük bir acısı vardı. Ama Meclis zabıtlarını çok iyi okumak lazım; İsmet Paşa Lozan’a giderken Kürt milletvekileri diyorlar ki, «Bizi, sizden ayırmak istiyorlar. Aman ha, ayrılmak istemiyoruz.»

Hangi Kürt milletvekilleri?

Cumhuriyet kitabında yazıyorum, Ekim sonunda çıkacak. Bütün bunları anlatıyorum orada… Bunların bir kısmı bize yanlış anlatılıyor, bir kısmı ters çevriliyor, eksik anlatılıyor. Şimdi ben doğrusunu belgelerinle, bilgilerinle veriyorum. Kürt milletvekilleri, «Sana görev veriyoruz» diyor İnönü’ye. Gerçekten de Lozan’da Türkiye’yi bölmek için Ermeniler için yurt isteniyor, Süryaniler için yurt isteniyor. Aleviler’in azınlık olması için uğraşılıyor. Aleviler niye azınlık olsunlar ki, Müslüman ve Türkler! Türkiye’yi parçalamak için her şey yapıyorlar.

Şimdi yapılmak istenen ne o zaman?

Lozan tutanakları okunduğu zaman, ki Devletler Hukuku Profesörü Seha Meray onları 8 cilt olarak çevirdi, orada yapılan dalavereleri görürsünüz. Onun için «Ne Mutlu Türküm diyene» sözüne itiraz etmelerindeki bütün amaç şu; bir Alman, «Türkiye’de 37 etnik grup var» diye bir kitap yazdı. Türk tabiyetinde 22 Alman varmış, onları da etnik grup diye saydı. Türkler’i de, Türkmenler, Aleviler diye bölüp parçalayıp anlatıyor. İsterseniz bu yöntemle etnik grup sayısı 150′ye bile çıkar. Türkiye’de Kültür Bakanı da, «Biz bir mozaiğiyiz, bu ne büyük bir zenginliktir» diye anlatıyor. Azınlık olmanız için belli bir nüfus yoğunluğunuzun olması lazım. Türkiye’de etnik grup var ama diyelim ki, 500 tane Pomak ya da Boşnak varsa, onlara etnik grup denmez. Onlar vatandaşımızdır. Etnik grup adını alabilmek için bunların 300-500 bin nüfusta olması lazım. Türkiye’de, Kürtler, Zazalar, Araplar ve Çerkezler var böyle. Başka etnik grup yok. Bir de Türkler. Türkler yüzde 85… Geri kalanlar yüzde 15. Şimdi böyle bir ülkede, alt kimlik-üst kimlik tartışmasını yapmak ya sayı bilmemek ya da tarih bilmemek demektir. Cumhuriyet bütün bu taşları yerine oturtmuştu. Şimdi bunlarla oynanıyor. Herhalde iyi niyetle oynanıyor. Ama bu çok tehlikeli bir oyun. Tarihle oyun olmaz. «Kürt açılımı» dediğiniz zaman Çerkez açılımını da yapmanız lazım. Onların günahı ne? Arap açılımını da yapmanız lazım. Mardin ve çevresinde 600 bine yakın Arap asıllı Türk yaşıyor…

Kürtler’in sayısı ne sizce?

Tam sayı bilmiyorum ama nüfusun yüzde 10′u diye düşünülüyor. Çünkü bu konuda yapılan araştırmaların hepsinde ya bilimsel bir eksiklik var ya siyasi bir oyun… Ama sayıları yüzde 10-12 civarında. Doğaldır da bu. Birbirimize karışmışız. Bizi ayırmak çok zor.

Peki Kürt meselesinde nerede hata yapıldı?

Şeyh Sait İsyanı çok büyük bir talihsizlik oldu. Çok büyük bir talihsizlik ama… O çok şaşkın bir isyan. Yani ne kadarı etnik isyan, ne kadarı dini isyan, belli değil. Ne kadar akılsız bir iş yapılmış, ne kadar çok insan öldü. Hem Türk ordusundan, hem de Kürtler’den… Şunu da söyleyeyim, o zaman Türk ordusunda da Kürtler’le savaşan bir sürü Kürt var.

Çanakkale Savaşı’nda da Kürtler var mı, yok mu diye tartışılıyor hep…

Vardır. Neden olmasın? İstanbul’a çalışmaya gelen Kürt, askere alınınca 57. Alay’da Kürt olarak görev yapıyor. Ama Doğu’dan gelip de Çanakkale’de dövüşmüyorlar.

Siz sorunun temelini Şeyh Sait’e bağlıyorsunuz değil mi?

Evet. Sorunun başı Şeyh Sait.

Yani öyle bir hata yapılmasaydı, isyan bastırılırken o kadar insan ölmeseydi…

Bu iş daha kolay yürürdü. Çünkü Doğu’dan ürktükleri anlaşılıyor. İngilizler’le el altından işbirliği halinde çok Kürt var. O çok ürkütücü oluyor tabii ki… Musul meselesinde İngilizler’den büyük bir darbe yemişiz zaten. Savaşa karar vermek gerekiyor Musul için. Türkiye daha yeni barışa ermiş, yaraları yeni yeni sarılacak. Savaşabilir mi?

O korkuyla bastırmaya uğraşıyorlar isyanı, öyle mi?

Tabii… İngilizler, Kürtler üzerinde çok teşkilatlanmışlar. Ürküntü, korku, güvensizlik var… Yoksa Kürt halkınla bir sorunumuz yoktu. Atatürk’ün üç yaveri var; biri Çerkez, biri Kürt, biri Türk. Kürt olan Mahmut Bey (Soykan), daha sonra Siirt mebusu oluyor. Çerkez, Altemur Kılıç’ın dayısı Muzaffer Kılıç… Türk de Salih Bozok. Atatürk’ün manevi oğlu Abdürrahim de Kürt’tür.

Onun Atatürk’ün esas oğlu olduğunu iddia edenler de var…

Hayır. Van ve Muş çevresindeki savaştan sonra Ermeniler’in kestiği ailelerden geriye kalan yetim, öksüz çok çocuk var. Herkes bu çocuklara sahip çıkmaya çalışıyor. Abdürrahim’i de 5 ya da 6 yaşında alıp annesinin yanına istanbul’a gönderiyor Atatürk. «Bu bizim evladımız olsun» diyerek… Zübeyde Hanım yetiştiriyor onu. Sonra, 12 yaşındayken, 1921 yılında Ankara’ya getirtiyor Abdürrahim’i…

Abdürrahim Bey’in ailesinden kimse var mı hayatta?

Hayır. Yalnız bana bir mektup geldi, «Galiba o bizim torunumuz» diye… Ama o hayal mektup. Atatürk Latife Hanım’la evlendikten sonra Abdürrahim yatılı okula Almanya’ya gidiyor. Elektrik mühendisi oluyor, İstanbul’da çalışıyor. Öleli çok oldu. Anılarını, kendisine miras bırakılmış olan Zübeyde Hanım’ın tesbihini, seccadesini falan Başkent Üniversitesi’ne bıraktı. Allah rahmet eylesin, çok efendi bir insandı. «Ben Atatürk’ün manevi evladıyım» diye hiç ortaya çıkmadı, palavra sıkmadı…

Başa dönüp Şeyh Sait’le ilgili bir soru sormak istiyorum. Atatürk’ün bu isyan sonrasında çekilen acıları telafi etmek için yapabileceği bir şey yok muydu peki?

Bir kere o zaman Kürt milletvekillerinin hepsi Şeyh Sait İsyanı’nın karşısında yer aldılar, bunu bilin. Yani partinin içinde ve Atatürk’ün etrafında… Sonra Umumi Müfettişlikler kuruldu. İlki de Doğu’da kurulmuştur. Valileri iyi organize edebilmek, oraya daha iyi bakabilmek için… Ama henüz cumhuriyetin yetiştirdiği insanların hiçbiri idareci olmuş değil. Bunlar Osmanlı’dan kalma idareciler. Bir kısmı çok başarılı olabilir ama bir kısmı o idealizmden çok uzak. İşi ucundan tuttukları anlaşılıyor. Şimdi de öyle, ucundan tuttukları anlaşılıyor.

Atatürk’ün «Keşke böyle yapmasaydık» dediği bir konuşma, yazışma var mı?

Hayır. Atatürk’ün hiçbir konuşması öyle değil. O geleceğe ait iyi şeyler söylüyor. Bunların bir kısmı yapılmış olan başarıları anlatmak şeklinde, bir kısmı da olursa iyi olur diye düşündüğü, hayallerini anlatan konuşmalar. Ama tabii birtakım bakanlar değişiyor, umum müfettişler değişiyor. İnönü, Doğu’ya gönderiliyor, Celal Bayar Doğu’ya yollanıyor. Onlardan raporlar alınıyor. Paramız yok, gücümüz yok, uzmanımız yok. (Gözleri doluyor) Çok acı bir şey ama böyleyiz. Devraldığımız miras bu. Yani bütün Türkiye’de Cumhuriyetin devraldığı doktor sayısı 337! Koca bir devletin doktor sayısı 337. Bu doktorlar ne yapabilir? Buna rağmen sıtmayı yeniyor, frengiyi yeniyor, veremi yeniyor, tifoyu yeniyor Türkiye. Bu ne büyük, ne idealist bir kadro.

Şeyh Sait ayaklanmasını da bütün bu olanaksızlıklar içinde mi değerlendirmek lazım?

Tabii! Biz bugünün bilgisiyle, yaklaşımıyla «Keşke şunlar da yapılsaydı» diyebiliriz. O tarihte bazı şeylerin görülmediği anlaşılıyor.


Akciğerinin yarısı alındı…


Turgut Özakman çok ciddi bir operasyon geçirmiş Ağustos sonunda. Akciğerinin yarısı alınmış, şimdi nekahat döneminde. Nezle bile olmaması gerekiyor. Bu yüzden Oran’daki evine girerken ayağımıza galoşları geçirdik, bir de maske taktık. Tabii o da… Maskesini çıkarması riskti, hem de hayati… Yine de öyle fotoğraf çektirmeye gönlü razı gelmedi. Alabildiğimiz kadar önlem aldık. Maskesini çıkardı, uzaktan sadece bir-iki kare fotoğrafını çekebildi arkadaşım Özer Şendir. Bu yüzden fotoğrafı az, bilgisi ve belgesi bol bir sohbetimiz oldu…

Mine Şenocaklı / VATAN
65serdal58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 10:11   #116
Salim58
Moderator
 
Salim58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Salim58 Şuan Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 57
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10 Salim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekanntSalim58 ist jedem bekannt
Standart Cevap: İSRAİL HERONU’NA KARŞI, “TÜRK ÇALDIRAN’I

gelişen teknolojide yeni yeniliklerde tabiki olacak oluyorda ama ben kendi mühendis lerimizin bu işi başaracağından eminim bırakın düşsün düşe düşe hatalar bulunur ve bu hatalarda ortadan kalkar kendimiz yapmış oluruz enazından türk mühendisleri başarılı çalışmalarından dolayı kutluyorum

tek isteğim şu katil israilden hiç birşey almayalım
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder...
Salim58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 11:07   #117
sivaslıgenç
Usta Yiğido
 
sivaslıgenç - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sivaslıgenç Şuan sivaslıgenç isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 20.03.2016 23:42

Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 32
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 862 sivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOKsivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOKsivaslıgenç FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart Cevap: İSRAİL HERONU’NA KARŞI, “TÜRK ÇALDIRAN’I

İsrail gibi bir ülkeye , millete muhtaç olmayalım en iyisi kendi yaptıgımız yerli malımız inşallah daha iyilerini yaparız.
sivaslıgenç isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 14:27   #118
beyza66
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
beyza66 Şuan beyza66 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 03.04.2009
Mesajlar: 247
Tecrübe Puanı: 576 beyza66 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: TÜRKİYE’NİN SON OTUZ YILI, OSMANLI’NIN SONUNA BENZİYOR

Şeyh Said ayaklanması isim benzerliğinden dolayı bazı yanlış anlamalara da neden olmuştur.
__________________
zaman gösterdi ki, cennet ucuz değil; cehennem dahi lüzumsuz değil.
beyza66 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 14:57   #119
goramaz
Usta Yiğido
 
goramaz - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
goramaz Şuan goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.08.2022 01:47

Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1312 goramaz BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: TÜRKİYE’NİN SON OTUZ YILI, OSMANLI’NIN SONUNA BENZİYOR

isabetli bir yazı...
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.10.2009, 15:20   #120
Ayşegül1967
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
Ayşegül1967 Şuan Ayşegül1967 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 01.07.2012 21:41

Üyelik Tarihi: 04.09.2009
Yaş: 38
Mesajlar: 418
Tecrübe Puanı: 578 Ayşegül1967 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: TÜRKİYE’NİN SON OTUZ YILI, OSMANLI’NIN SONUNA BENZİYOR

Baştan sona okudum...Turgut Özakman çok dikkatli ve güzel bir üslupla gerçekleri anlatmış...Tartışmaya açık bir yazı dğeil bana göre..
En cok dikkatimi çeken kısım o zamanki kürt millet vekillerinin bizi ayırmak istiyorlar izin vermeyin dediklerini ifade ettiği cümlesi oldu Turgut Özakman'ın..Şimdiki kürt vekillerle kıyaslarsak şimdikiler tamamen özbenliklerini kaybetmiş bölmek parçalamak adına ne varsa uğraşan bir grup zavallıdan öteye geçemiyor.
Ayşegül1967 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
MERKEZ ÇAYGÖREN KÖYÜ (CİRİN) iozgur Köylerimiz (Sivas Köyleri) 1367 26.05.2012 08:25
Çarşaflı partililer CHP rozetlerini iade etti ErdalGüler Dünya ve Türkiye'den Haberler 31 24.05.2011 09:07
Sivas, bize Başkan'ımızın emaneti H_Turan Röportajlar 0 27.05.2009 18:32
Sivas Bize Başkanımızın Emaneti Sivaslilar.Net Anasayfa Haberler 10 16.04.2009 16:23


WEZ Format +2. ?uan Saat: 07:10.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.