YILDIZELI-Sandal

[sandalli]

Tüm hemsehrilerimin ve islam aleminin mübarek kurban bayramini kutlar, esenlikler dilerim.

[Kardelencicegi]

[bilal kose]

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

[bilal kose]

unutma! omuzunda taşıdığın iki kameraman hayatını filme almakta... ve sakin unutma bugün yaptıkların
yarın DEV EKRANDA...

[bilal kose]

Delidir

Bizim köyden asla akıllı çıkmaz,
Ocak başımızın taşı delidir,
Nedense hiç kimse bu halden bıkmaz,
Ördegi, tavuğu, kuşu delidir.

Birinin birine olmaz hayırı,
Camiden yapılır her bir duyuru,
Güzün boran kaplar dağı, bayırı,
Yaz ılımlı geçer kışı delidir.

Bahcemizde olmaz ayva ile nar,
Kocaman adamlar saklambaç oynar,
Sobanın üstünde yemekler kaynar,
Havasından ekmek, aşı delidir.

Hacının, hocanın belinde kama,
Ehl-i keyf olanlar çıkarlar dama,
Ahmet emmi biraz iyidir ama,
O´nun da sevgili eşi delidir.

Müptela olmuşlar tütüne, çaya,
Delilik tükenmez çekince soya,
Akıl eksik ama bol edep, haya,
Köylümün kalpteki hoşu delidir.

Yine de görülmez hiç kimse hakir,
Fark etmez orada zengib ve fakir,
Heyete seçilmiş bak topal Şakir,
Bekçisi, muhtarı, başı delidir.

Değişmem köyüme sarayı, hanı,
Yayıldı dünyaya delinin sanı,
Siyahi der versem uğruna canı,
O´nun da gözünün yaşı delidir.

Hasan Ilter

[bilal kose]

Kaderimin Gurbeti

Akan damı eliyle işaret edip peder,
Her gün dedi artıyor yoksulluk ve de keder.
Çocuklar da büyüyor okula gidecekler,
Cepte yoktur tek kuruş çantasız neydecekler.
Yükleyelim ne varsa artık köyden göçelim,
Yalova´da bir yerde yeni hayat seçelim.
Olmaz diye bağırdı yüzleri yorgun kadın,
Orda da olmayacak göreceksin bak tadın.
Senin aklın sarmıyor ben orayı bilirim,
Eğer uygun değilse bir gün geri gelirim.
Tartışma uzadıkça sinirler de gerildi,
Nihayet göçmek için yeni karar verildi.
Bir akşam kamyonete yüklediler göçünü.
Yalova doyururdu bizim köyün açını.
İki inek bir dana veresiye satıldı,
İşe yaramayanlar bir bir çöpe atıldı.
Bir gün sonra yoları ulaştı artık şehre,
Çocuk çığlıkla dedi bakınsana lan nehre.
Nehir değildir ki o denizdir dedi baba,
Yalova çok kibardır sizde olmayın kaba.
Amcaoğluna varıp indirelim şu yükü,
Salarız yavaş yavaş biz de bu şehre kökü.
Kapıya hızlı hızlı vururken bu göçenler,
Şaşırıp kaldı öyle o kapıyı açanlar.
Hayırdır geçin şöyle nedir neden geldiniz,
Burda kaldığımızı sizler nasıl bildiniz.
Derken o amcaoğlu gözleri büyüyordu,
içinden ana avrat bunlara sövüyordu.
Amcaoğlu dur hele indirelim şu göçü,
Kaderimin gurbeti yükleme bana suçu.
İndirler ne varsa kamyonetin içinde,
Fazla birşey de yoktu bizimkinin göçünde.
Oturup yeyip içip biraz sohbet ettiler,
Yorgun göçmen ailesi gece orda yattılar.
Sabah bir ev bulalım olmasın ahım şahım,
El yanında kalması bizim köyden de vahim.
Dedi kadın adama sinsi sinsi gülerek,
Zaten kendimiz geldik bu halleri bilerek.
Sabah erkenden kalkıp koyuldular yollara,
Kiralık ev sordular gördükleri kullara.
Bir gecekonu vardı şehrin en kenarında,
Fiyatı da uygundu onların kararında.
Hemen eve taşınıp serdiler kilimleri,
Baba bir TV alsak izleriz filmleri.
Yerinde zıplayarak seslendi büyük oğul,
Hele bir dur be oğlum derdimiz film değil,
Annen de çalışırsa düzelirtiriz durumu,
Duydum yardım edermiş sosyal yardım kurumu.
Sabah erkenden kalkıp hemen işe bakmalı,
Çocuklar aç kalmasın pazara da çıkmalı.
Ararken kapı kapı bir iş buldu babamız,
Boşa çikmadi şükür dedi bunca çabamiz.
işi erken bulması ne de güzel olmuştu,
Nihayet evlerine huzur, neşe dolmuştu.
Baba çalışa dursun zaman hızla geçiyor,
Yüzü gülen çocuklar eve neşe saçıyor.
Anne de girdi işe gündeliğe gidiyor,
Az olsa da evine o da katkı ediyor.
Zaman hızla akarken farkına varmadılar,
Geleceği düşünüp kendine sormadılar.
Bir akşam eve baba yorgun argın dönmüştü,
Hastayım dediğinde tüm ümitler sönmüştü.
Çalışamaz demişti hastanedeki doktor,
Ameliyat gerekli yoksa hiç ümit yoktur.
Ameliyat pahalı gerekli çokça para,
Öyle ucuz kapanmaz sende açılan yara.
Elde yok avuçta yok bir de kira belası,
Yine tüttü burnunda damı akan sılası.
Derken baba birkaç gün gidemeyince işe,
Yokluğun o sert yüzü hemen yansıdı aşa.
Ne yapalım dediler başa gelen çekilir,
Gün olur devran döner belki gurbet yıkılır.
Baba gittikçe düştü, vücuttan güç çekildi,
Dağları aşan dizler, düz yollarda büküldü.
Hastanenin kapısı yeni adres olmuştu,
O yiğit delikanlı ah nasıl da solmuştu.
Hastaneye yatalı doktor ümit yok diyor,
O ki taş olsa yiyen ne içiyor, ne yiyor.
Bir akşam hastaneden acı haber duyuldu,
Eşi dostu kim varsa hemen yola koyuldu.
Yas fizana ulaştı evi acı bürüdü,
Üç beş seveni vardı mezarlığa yürüdü.
Mezar yeri almaya paraları yetmedi,
Ah bu gurbetin derdi can verince bitmedi..
Dağıldı konu komşu kaldılar mı başbaşa,
Şimdi kim dur diyecek gözde sel olan yaşa.
Anne keder yığını, çocuklar ondan kötü,
Kaderin bu gurbeti sılada taştan katı.
Anne çalıştı durdu iki çocuk sokakta,
Böyle kötü yaşamda tehlike hep şakakta.
Derken dayanamadı anneleri pes etti,
Duyduk bir akşam O´da yad ellere yâr gitti.
Çocuklari aldılar bir yuvaya verdiler,
Kaderin gurbetinin acısına erdiler.

Hasan Ilter

[OSMAN ECE]

EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK SİYAHİ PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM BİLAL

[bilal kose]

Eyvallah diyari baba hayirli aksamlar.

[bilal kose]

Öhlezleştim

Hicranından alışlandı yüreğim,
Gıdığıma kadar doldu dert yârim,
Kuşüm çektim eğrildi can direğim,
Sensiz hayat bildiğinden sert yârim.

Garemetli gönlüm aşkı seçince,
Yeğnileşir sandım zaman geçince,
Öhlezleştim sen buradan göçünce,
Yokluğunda hoyrat geldi yurt yârim.

Çamdılara bakakaldı gözlerim,
Sükûtumda fıhradılar sözlerim,
Ben canımda gonca yüzü özlerim,
Dönmem dersen vur döşümü yırt yârim.

Seni sevdim şeremetli kız diye,
Sevgimizi mehelsimen de niye,
Gözün verdi bu sevdayı hediye,
Sen gideli elem doldu art yârim.

Çıplak kaldım candan aşkı soyunca,
Gül tenini saramadım doyunca,
El yanında çemkirdiğin duyunca,
Ciğerdeki yaram doldu kurt yârim.

Göresidim, meşgul ettim beynimi,
İşkillendim boş koyunca koynumu,
Kötüledim ele büktüm boynumu,
Taşıyamaz artık aşkı sırt yârim.

Siyahi´yi nazlım diye bekletme,
Günü aya, ayı yıla ekletme,
Hasretinle sol böğrümü tekletme,
Bilirim ki gülden kalbin mert yârim.

Hasan Ilter

[OSMAN ECE]

SİYAHİ HASAN İLTER
bugün beni sevinçle doldurdun
yüreğimden gamı derdi kaldırdın
dostluğunu kalem ile bildirdin
gönlüme yıkılmaz taht kurdun siyahi

inan beni benden iyi anlatmışın
yaza dönsün senin boranın kışın
asl olmasın gözlerinde yaşın
emsallerin içinde birdin siyahi

destanlar yazmış sandal köyüne
bölüşmüş gurbet düşmüş payına
hayranım ahlakına güzel huyuna
kötülükler önünde sursun siyahi

bugün mübarek kandil gecesi
sana hayranlık duyuyor nicesi
şiire gönül verenlerin hocası
bir sevdaya gönülü yordun siyahi

sefil ile diyarinin duası sana
endişen olmasın dostluktan yana
huzur şerbetini iç kanaa kana
silsin yürekteki derdin siyahi