20.02.2008, 19:38 | #21 |
Yiğido
MEDYABİRAJANS Şuan
Son Aktivite: 25.11.2008 12:14
Üyelik Tarihi: 25.12.2006
Yaş: 52
Mesajlar: 118
Tecrübe Puanı: 644
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
s.a
arkadaşlar bende haydarlı köyünden fatih mehmet yıldırım. herkese selam eder en kısa sürede tanışmak isterim. |
21.02.2008, 22:16 | #22 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
A.selam kardeş.kimlerdensiniz.haydarlı dan.bende haydarlı yım,tekirdağda kalıyorum.selamlar allah'a emanet olun.
|
03.03.2008, 17:59 | #23 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
Haydarlılar nerelersiniz hiç sesiniz çıkmı yor.selamlar.
|
12.03.2008, 20:13 | #24 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
SELAMLAR MUHTEREM KÖYLÜLERİM.BUGÜN RAHMETLİ MUHTEREM MİLLİ ŞAİRİMİZ,MEHMET AKİF in.İSTİKLAL MARŞINI MİLLETİMİZE YAZIP HEDİYE EDİŞİNİN YILDÖNÜMÜ .KENDİSİNE RABBİMDEN RAHMET DİLİYORUM.BİZLERİDE ONU ANLAYAN ONU TANIYAN YOLUNDAN GİDENLERDEN EYLESİN RABBİM.
|
12.03.2008, 20:22 | #25 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
MÜSLÜMANLIK NERDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE...
“Kim Müslümanların derdini kendine mâl etmezse onlardan değildir” (Hadîs-i Şerif) Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile... Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile! Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir! İstemem dursun o pâyansız mefâhir bir yana... Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana! İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr! Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiâr. Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâfınız: Böyle kansız mıydı – Hâşâ – kahraman eslâfınız ? Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdâsına? Benzeyip şîrâzesiz bir mushafın eczâsına, Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet târumâr? Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar? Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi? Böyle adet miydi, bî-pervâ, yemek insan leşi? Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan! Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bâri gülmekten utan!... “His” denen devletliden olsaydı halkın behresi: Pâyitahtından bugün taşmazdı sarhoş nâ’rası! Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi, Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi. Lâkin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek, Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek! Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı... Hasmı, derken, çullanmışlar yutmadan son lokmayı!.. Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üslûba sok: Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok. Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız! Bir bakın: Hâlâ mı hâlâ ihtiras ardındayız! Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın: Vakit çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın! Davranın haykırmadan nâkûs-ı izmihlâliniz... Öyle bir buhrâna sapmıştır ki, zirâ haliniz: Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mâteme! Davranın, zîra gülünç olduk bütün bir âleme, Bekleşirken gökte yüz binlerce ervâh, intikam; Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram! Kahraman ecdâdımızdan sizde bir kan yok mudur? Yoksa: İstikbâlinizden korkulur, pek korkulur! 13 Haziran 1329 (1 |
18.03.2008, 18:47 | #26 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
. Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı” Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk. Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela... Hani tauna da zuldür bu rezil istila... Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına, Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ... Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz. Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab, Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab. Öteden saikalar parçalıyor afakı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram? Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam. Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer; Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi; “O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi. Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i... Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın? “Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab... Seni ancak ebediyetler eder istiab. “Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına; Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle; Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan; Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan; Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına, Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. MEHMET AKİF ERSOY |
19.03.2008, 18:27 | #27 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
SELAM HAYDARLI HEMŞEHRİLERİM.KANDİLİNİZİ KUTLAR HAYIRLARA VESİLE OLMASINI RABBİMDEN NİYAZ EDERİM.
|
19.03.2008, 18:35 | #28 |
Yiğido
h.ali çifçi Şuan
Son Aktivite: 05.09.2012 01:39
Üyelik Tarihi: 12.01.2008
Mesajlar: 52
Tecrübe Puanı: 600
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
Kur'ân-ı kerîm şifâdır. Fakat şifâ, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifâ gelmez.
Gerçek kerâmet, kerâmetin gizlenmesidir. Bunun dışında görünenler, velînin irâde ve ihtiyârı ile değildir. İlâhî hikmet öyle gerektiriyor demektir. Allahü teâlâ sırrını eminine verir. Bilen söylemez, söyleyen bilmez. Ahmaklık, hatâda ısrar etmektir. Hak'tan ve Hak yolundan başka her ne düşünülürse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur. Din bilgileri, dünyâda ve âhirette, huzûru, seâdeti kazandıran bilgilerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslâmiyetin içindedir. Hakk'ı sevmedikçe, Hak teâlâyı hâkim bilip, ona kulluk etmedikçe, insanlar birbiri ile sevişemez. Kavuştuğunuz her nîmet; hep hakka îmânın hâsıl ettiği kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın ihsânıdır. Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını, kıymetini gösteriniz. Gördüğünüz her musîbet ve felâket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezâsıdır. Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe; ızdırap ve felâketten kurtulamaz. Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru onun dilediğidir. Allahü teâlâ bize fadlı, ihsânı ile tecelli etsin; bizi fadlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız. Riyâ olmasın diye cemâatten kaçanlar ayrı bir riyâ içindedirler. Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür. İlim cehli izale eder, yok eder, ahmaklığı değil. Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, îmân eksikliğidir. |
01.04.2008, 18:33 | #29 |
Yeni Yiğido
kral_9305 Şuan
Son Aktivite: 27.03.2009 13:06
Üyelik Tarihi: 16.02.2007
Mesajlar: 18
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
sadettin abi ben seni tanımıyorum ama bu işi çok iyi yapmışın ben mustafanın oğlu murat köse kayseriden köyümüzüde bilmiyorum ama çok seviyorum selamlar saygılar abi
|
01.04.2008, 18:34 | #30 |
Yeni Yiğido
kral_9305 Şuan
Son Aktivite: 27.03.2009 13:06
Üyelik Tarihi: 16.02.2007
Mesajlar: 18
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: MERKEZ HAYDARLI KÖYÜ
h.ali amca sanada babamın çok selamı var ben sizleri tanımıyorum kusura bakmayın
|
Konuyu Toplam 2 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|