Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Yalnız bir Opera - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Şiirler > Aşk şiirleri
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 18.08.2008, 19:53   #1
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Yalnız bir Opera

En cok sevdigim siirlerden biri, uzun diye okumamazlik etmeyin siddetle tavsiye ediyorum...


Yalnız bir Opera

Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki.
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde, ardından,
Senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim.
Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim.
Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.
Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından
Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
Çerçevesine sığmayan
Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu.

Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs.
Seni bir şiire düşündükçe
Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
Uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma.
Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük
Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına,
Belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.
Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha.
Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
“Eylül’de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen” notunu buldum kapımda.
Altına saat:16.00 diye yazmıştın, ve 16.04′tü onu bulduğumda.
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran zamanı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını. Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri.
Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı.
Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay,
Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı.
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk.
Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.
Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
Herşeyi bir başka aşka erteleyeceğiz. Kış başlıyor sevgilim
Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
Oysa yapacak ne çok şey vardı
Ve ne kadar az zaman
Kış başlıyor sevgilim
İyi bak kendine
Gözlerindeki usul şefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir şeye
Upuzun bir kış başlıyor sevgilim
Ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak,
Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak,
Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak…
Böyle zamanlarda herşey birbirinin yerini alır
Çünkü herşey bir o kadar anlamsızdır
İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun
Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar
Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz
Çıplak bir yara gibi sızlar paylaştığımız anlar,
Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar
Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara,
Çağrışımlarla ödeşemezsiniz. Dışarda hayat düşmandır size
İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz
Bir ayrılığın ilk günleridir daha
Herşey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta
Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup
Kulak verdiğiniz saat tiktakları
Kaplar tekin olmayan göğümüzü
Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz
Bakınıp dururken duvarlara
Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çiçek,
Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani,
Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında
Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi
Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi
Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına,
Başımıza gelmiş bir felakete, işkenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya
Kendimizi hazırlar gibi. Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi
Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken,
Ve kazanmış görünürken derinliğimizi
Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde
Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar
O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi
Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar
Göremeseniz de, bilirsiniz
Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar. Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından, ya da herşeye nasıl iyi geldiğinden
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onlar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
Zaman alır.
Zaman alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker.
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. Gün gelir bir gün
Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
O eski ağrı
Ansızın geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmişsinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır.
Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Herşeye iyi gelen zaman sizi kanatır olmuş
Saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden başka?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış
Bir ilişkiyi, duyguların birliğini,
Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği
Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız herşeyi bir düşün
Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor
Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Bunlar da bir işe yaramadıysa
Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda. Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakışımlı mevsimlerden
İkindi yağmurlarını bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her çağın bitki örtüsünden
Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından
Bakarken dünyaya
Yangınlarla bayındır kentler gibiyim:
Çiçek adlarını ezberlemekten geldim
Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların
Unuttuklarını hatırlamaktan
Uzun uzak yolları tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan eşiklerden
Duyarlığın gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti
Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları
Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Yaram vardı, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmiş topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Işık istiyordu yalnızlığım
Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum
İlerledikçe…Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden.
Karardı dizeler.
Aşk…Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım
Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde
Aşk yalnız bir operadır, biliyordum:
Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım.
Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim
Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu
El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk
Birlikte çıkılan yolların yazgısıdır:
Eksiliyorduk
Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
Yani çoğalarak
Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin
Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında
Ağır ve acı tanıklıklardan
Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum
Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de…
Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları
Ve açık hayatları seviyordu.
Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri
Ödünç almadım hiç kimseden hiçbir şeyi
Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri…
panayır yerleri…
Ölü kelebekler…
Ölü kelebekler…
Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye
Acı çekecek yerlerimi yok etmeden
Acıyla baş etmeyi öğrendim.
Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?
İpek yollarında kuzey yıldızı
Aşkın kuzey yıldızı
Sanırsın durduğun yerde
Ya da yol üstündedir
Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar
Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı. Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta başka türlü geçilen
Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta biraz gecikilen
Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler
Gözlerim
Aşkın kuzey yıldızıdır bu
Yazları daha iyi görülen
Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler
İlerlerim
Zamanla anlarsın bu bir yanılsama
Ölü şairlerin imgelerinden kalma
Sen de değilsin. O da değil
Kuzey yıldızı daha uzakta
Yeniden yollara düşerler
Düşerim
Bir şiir yaşatır herşeyi yaşamın anlamı solduğunda
Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında
Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler
Yaşamsa yerli yerinde
Yerli yerinde herşey
Şimdi herşey doludizgin ve çoğul
Şimdi herşey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Şimdi herşey yeniden
Yüreğim, o eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Herşeyi hayata dönüştüren.

Murathan Mungan
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar tatli-dilli'e Teşekkür Ediyor...
Alt 18.08.2008, 19:56   #2
veysel
Usta Yiğido
 
veysel - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
veysel Şuan veysel isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 26.02.2012 09:24

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 26
Mesajlar: 3.774
Tecrübe Puanı: 1062 veysel FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: Yalnız bir Opera

yazanin eline ve gonlüne saglik....
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
veysel isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 18.08.2008, 20:00   #3
4Eylul
Tecrübeli Yiğido
 
4Eylul - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
4Eylul Şuan 4Eylul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 04.11.2009 21:33

Üyelik Tarihi: 21.07.2008
Mesajlar: 319
Tecrübe Puanı: 608 4Eylul BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Yalnız bir Opera

Elinize, Yureginize saglik..........
__________________
Günestir düşen turuncusunda, menekşeler sunarım gece
Artık hiç dönülmeyecek yerdeki o Sevgili'ye
4Eylul isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:28   #4
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Bilmez miyim hiç ?

Bilmez miyim hiç

Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona
Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar
Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok
Kıyılar da bomboş, kır yolları da
Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum
Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca
Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler
Yol kenarında bir kapı, tahta
Peki, kim yitirmiş evini, ya da
Hangi yitikle yok olmuş o yapı
Kimbilir
Vuruyorum yokuş aşağı, kıyıya
Bir taşın üstüne oturuyorum
Ben oturur oturmaz
Çıkıyor kuytularından bütün görünümler
Ve ufak bir oyun oynuyor bana doğa
Alıp alıp götürüyor gözlerimi bıkmadan
Kısalıp uzayan bir çift yılan balığını andıran gözlerimi
Güneşin şavkından yuvarlanan çakıllara
Tam o sıra bir vapur yanaşıyor iskeleye uzun sürecek bir sonbahar taslağı gibi
Denize yeni sürülmüs bir tarlaya benziyor, uyanık, diri
Ve işin tuhafı bense
Alışıyorum gittikçe
Her gün bir parça daha alışıyorum yalnızlığıma
Ürperiyorum bir ara arkamdaki ayak sesinden
Ve bu yüzden mi bilmem
Durup bir süre çevreme bakar gibi yapıyorum
Sürüyle kus havalanıyor defnelerin içinden
Sürüyle, evet, hatırlıyorum birden
Nicedir unutmuşum saymayı bile günleri
Dağılıp gitmişler herbiri bir yana
Kuşlar gibi, onlar da
Benimse ne gidecegim bir yer
Ne de özlediğim bir şey var
Öyleyse neden yazıyorum bu sözleri ona
Bu biraz sevdaya benzeyen, biraz da sevdasızlığa
Böyle gelişigüzel, böyle kırık dökük
Sanki hiç kimselerin kullanmadığı bir gün kalmış bana.

Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki
Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki
Bir sigara yakıyorum, bir kağıda bir iki dize yazıyorum
Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha
Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da
Yani tam böyle birşeye benziyor zaman
Yılgın ve çarpıcı renkler içinde pek kımıldamayan
Çıkageliyor sonra, saat on iki.

Anlıyorum
Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi
Yalnızca bunun için uzun
Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da
Örneğin
Bir sevgiyi yontup onarmak için
Döğüşmek de sevgidir
Ve benim bildiğim kadarıyla
Her şeydir bir insan, her şeydir
Yalandır kısalığı yaşamın
Ve özellikle insan dediğimiz şey
İnançli bir insan soyunun parçasıysa.

Sonunda başbasa kalıyoruz gene
Başbaşa kalıyoruz doğayla ben
İşte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden
On temmuz cumartesi
Bir vapur daha kalkıyor iskeleden
Ve yağmur hızlanıyor biraz
Uzanıp yatsam diyorum otların üstünde çırılçıplak
Tam öyle yapıyorum
Şimdi yağmuru seviyorum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum...

Edip Cansever
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:45   #5
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Başıboş...

Artik bu baslik altinda sevdigim, okurken kendimden birseyler buldugum, kimi zaman hüzünlendigim, kimi zaman ise mutlu oldugum, hayallere daldigim, gerceklere döndügüm, kizdigim, güldügüm, gerildigim sevindigim, agladigim ve güldügüm siirleri ve sözleri ekleyecegim...
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:46   #6
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Başıboş...

Kendini kendimden sürdün,
masal değildi ama süründün,
şimdi benim yarama tuz mu sürdün?

Hangi sebepsen,
sandığım en büyük itiraf.
Neden yorgunluk sargılara denk değil,
garip kayboluşlar peşinde,
ne yana baksan boş suretler,
bıktım!

Sanki düşmüşsün en büyük düşünde,
düşün de bul hadi..
Yargısız ya da insafsız bu iç çekiş.
Şimdi bir elimi tutsan diğeri kıskanır,
değeri ıskalanır..

"Sen" demiştim en başında,
kıymet mi bilmedin,
gözünü sevdiğin tüm yollar sana mı düşman?
Nerdeyim dersem bulma beni,
kaçak sürüngenlere özeniyorum, yersizim..
Yokmuş acının an be an çıkmazı,
şimdi hangi yönde kırıldım bilmem..
Sözlerin içinde,
içimden içince,
hangi içimi çektim görmem..

Bırak, toparlanmasın!
şimdi ben bu saatleri nereye gömeyim,
kendimi alıp hangi dibe gireyim..

Gittim sanma diye geldim,
bitişimi yorma diye gittim..
Kaderin yüzölçümü senden büyükmüş bilmedim..

Anonim
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:51   #7
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Başıboş...

Mavi Mavi Sevdim Seni


Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kalbim şimdi bir sokak çocuğu
Kelebekleri göç etti gönlümün
Issızlaştı hayat sanki
Sanki, sabahı eksik şiirlerimin.
Sanki, gecesi hep kanayan bir yara
Ve sanki, artık hep kanayacak...
Ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
Çare yok, ağlayacak.
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kapıları kendime ben açamadım
Ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
Düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım..
Sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım.
Savunamadım seni kimselere
Anlatamadım seni kimselere
Kimsesiz kaldım,En çok da sensiz...
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben..
Sana uyumak,Sana uyanmaktı hayat.
Sıratını geçtim yaşarken korkmadan
Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle
Berduş bir yalan masumiyeti öptüm bile bile
Tek sen gitme diye
Sonbahar oldum yaprak yaprak
Ağaç oldum köklerimi unutarak
Tesellisiz bir geceye fırlatıldım
Kalbimi dar kafese kapatarak
İçimdeki bir kanarya
Hiç susmadan ağlayacak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
Beyazında akladım bulutunun
Mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....

Naşide Göktürk
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:52   #8
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Başıboş...

Sevdim ben"onu"
Oda beni çok sevdi
ve hiç bi zaman sevişmedik

sevgimiz bakışlarımızdı
sevdamız gülümseyişlerimiz
ve hiç bi zaman tanışmadık
tanışıklığımız içtendi
içimiz birdi herkez susunca
suskunluğumuz sevişmekdi
öylece düşlerdik

yalnızlık yok
yanlışlık yokdu
sevgimiz bakışlarımızdı
sevdamız gülümseyişlerimiz
ve hiç bir gün konuşmadık
tek bir saniye değmedi nefesim

oysa çiğ düşerken toprağa
ağlama diyebilirdim
üşuyorum yokluğunda
bırakma diyebilridim

o durgun , iri gözlerine bakıp
kafamda ki bu son şiirimi yazabilirdim
biriktirebilirdim sayfalarca
gördüğüm düşü.
Yanına ansızın sokulup
ellerine uzanabilirdim.

Sevdim ben"onu"
Oda beni çok sevdi
ve biz
hiç bi zaman yaşatmadık o anı


Yitirilmedik bir tek o sevdam kaldı
tartışmadığım tek kavgam
kazandığım tek yenilgim
susadığım tek pınar
tek yaşanmamışlığım
tek en özel kalan

Mütemadiyen bakıyorum hala
Sen o yolların ucunda
ben o yolların sonunda
bir aptal gibi sevmenin
cocuksuluğunu arıyorum

Sevdim ben"onu"
Oda beni çok sevdi
ve hiç zaman bilmedik ,
öğrenmedik "o" gerçeği...

Anonim
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 17:56   #9
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Başıboş...

...gelme

Hain zamanların puslu sularında,
vedaların kendini bilmez susuşlarında,
sen ki bana düşman,
sen ki bana hasret,
sen ki sensizsin artık...
Derin anlamları tükenişine gömdüm,
basit cümleleri boş sayfalara,
üzerini çizmek de yetmiyor satırlarca,
siyahların hükmü geçiyor şimdi,
sana koşmaya can atan tüm üç noktalarda...



Yanlış teşhis edilmiş bir kimlikle yolların çıkmazında,
apansız sarmışım hayata,
küsmüşüm, küfretmişim..
Resimlerde yaşayan gündüzleri,
hayatın üzerime yüklediği kafiyeyi neyleyim..
Ses yok,
ben yok,
dün yok!
İlacı yok ki bu yoklukların hükmü olsun!


Durup durup takvimlerin aldatıcı sülietleri,
zamanın kan revan çıkmazı,
kaldığım yerden ne kadar uzakta sence?
Gelmeni dilemediğim her duada
hala yoksun ki...
Türküler söylenir yine,
sana kalmışlıkta senli ve sensiz..
Yakmışlığımda büyüdün sen,
serpilmeden küçüldün..
Gül olmak için harcadığın çaba,
gonca kalmışlığına da yetmedi..
Gayrı dayanılmaz bu iç çekişler kederle,
sevmediğim hesaplarım var şimdi kaderle..
Ne olursa olsun sen yine de gelme!

Anonim
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 25.08.2008, 18:04   #10
tatli-dilli
Usta Yiğido
 
tatli-dilli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
tatli-dilli Şuan tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 23.10.2009 23:37

Üyelik Tarihi: 31.07.2008
Yaş: 42
Mesajlar: 2.699
Tecrübe Puanı: 845 tatli-dilli BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Başıboş...

Aslında çok haklısın.
Söyleyemediğin her sözde
Alışkanlıklara hükmedip
Sadece yureğinden gelenleri
Savurmadığın için gökyüzüne
Çok şanslısın…

Ve farklısın
Diğerlerinden olmamak için
Sıralı sırasız ilişkilerde
Küs oturup, Süs kalabilmek
Sadece senin harcın bitanem…

Çünkü sen Başkasın
Detaylarında bir liman arıyorsa
Bu koca sehir…
Ve sen hala
Susuyorsan seni sorana…
Her aradığımdaki gibi
Ulaşılamazımsın…

Karmaşanın ortasında
Çoğalan sessizlik senin ışığın..
Kör oldukça
Daha net duyuyorum…

Çünkü Biliyorum!
Artık çok yaklaştım.
Nicelerinden bir kelam
Hala senin için saklıyorum…
__________________
İnsanın bir yarısı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla...
tatli-dilli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 12:07.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.