|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Ozanlarımız Ozanlarımız Hakkında |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
14.05.2007, 22:07 | #1 |
Editör
SivasLady Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 43
Mesajlar: 2.501
Tecrübe Puanı: 10
|
Hüroğlu
Akıldan mantıktan dışarıya çık
Şerefsizlik şeref olduktan sonra Sağlam yapı koyma hepisini yık Şerefsizlik şeref olduktan sonra Kahpelik pirensip döneklik usul İnsanlık icabı düşünme nasıl Hüroğlu sözünü bitir velhasıl Şerefsizlik şeref olduktan sonra 1938 yılında Şarkışla’da doğmuştur. Asıl adı Cumhur Karabulut’tur. Mehmet ve Feride’nin oğludur. Ailede beş erkek bir kız kardeştirler. İlkokulu bitirdikten sonra babasının yanında sekiz yıl bakkallık sonra da üç yıl ayakkabı boyacılığı yapmış; mezbahada ve benzin istasyonlarında çalışmıştır. İstasyondaki bekçilik ve pompacılık işini Sefil Selimî ile birlikte yapmış, bir çorba karşılığı günde 15 saat altı ay çalışmıştır. Gecelerini de nöbetleşe olarak “Karıncalı palas” adını verdikleri bir paltonun içinde geçirmişlerdir. 1970-1984 yıllarında Almanya’da işçilik yapmış, yurda dönüşte, bir ev iki dükkan almıştır. 1956 yılında Sahare Hanım’la evlenmiş, bu evlilikten dokuz çocuğu olmuştur. Askerlik hizmetini de Kütahya ve Ankara’da yapmıştır. Halen Şarkışla’da yaşamaktadır. 1961 yılından itibaren, Şarkışla’nın Kadılı mezrasındaki Çoban Mehmet (Can)’dan feyz alarak şiir söylemeye başlamıştır. Sazı ve çırağı olmayan ancak irticalı oldukça kuvvetli âşıklardandır. Sivas’ta Sefil Selimî ile birlikte “lebdeğmez” söyleyen ikinci âşıktır. Beş yüzden fazla şiiri vardır. Çevresinde çeşitli âşık programlarına ve festivallere katılan âşığa Hüroğlu mahlasını da Şeyh Çoban Mehmet vermiştir.
__________________
Sadece Susmak İstiyorum... Yalan İnsanları Kaale Almadan... Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan... HUZUR Bulmak İstiyorum Gözlerimi Kapayıp Kimseyi Anmadan... Sessizliği Dinlemek İstiyorum,Yüzüme Gülüp Arkamdan Konuşulanları Duymadan... |
14.05.2007, 22:07 | #2 |
Editör
SivasLady Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 43
Mesajlar: 2.501
Tecrübe Puanı: 10
|
--->: Hüroğlu
Eserlerinden bazıları:
Ters Öğüt Destanı Akıldan mantıktan dışarıya çık Şerefsizlik şeref olduktan sonra Sağlam yapı koyma hepisini yık Şerefsizlik şeref olduktan sonra Eline geçeni aşırmaya bak Doğru gidenleri şaşırmaya bak Herkese tuzak kur düşürmeye bak Şerefsizlik şeref olduktan sonra Doğruyu söyleme azdır kulları Barikat kur kapat bütün yolları Punduna düşürüp bağla yolları Şerefsizlik şeref olduktan sonra İyilik edene götülük getir Dedenden babandan üst yana otur Saygının boynuna salla bir satır Şerefsizlik şeref olduktan sonra Vatana millete eyleme kaygı Ecdada ataya gösterme saygı Boynuna yük olur taşıma duygu Şerefsizlik şeref olduktan sonra Altına çavdar koy üste arıyı Nohuda sözü ver getir darıyı Davar güder isen eksilt sürüyü Şerefsizlik şeref olduktan sonra Beyaza kara de karaya beyaz Varlığında taşı sahtece bir naz Tavuklardan vazgeç geliyorsa kaz Şerefsizlik şeref olduktan sonra Kabul etme kardaşlığı eşliği Azgınlığı getir kaldır hoşluğu Merdane durana eyle puş(t)luğu Şerefsizlik şeref olduktan sonra Tuttuğun her işe hileleri kat Ucuza aldığın çok pahalı sat Garibe kast eyle masumlara çat Şerefsizlik şeref olduktan sonra Kahpelik pirensip döneklik usul İnsanlık icabı düşünme nasıl Hüroğlu sözünü bitir velhasıl Şerefsizlik şeref olduktan sonra Dünya Varımız harcattı oğlu kıza Her nemiz var ise aldı tüketti Doldurdu meşakket derunumuza Felek bizi büklüm büklüm bük etti Hırka verdi kuşak verdi şal verdi Hane verdi tarla verdi mal verdi Evlat verdi uşak verdi döl verdi Çok yükledi sırtımıza yük etti Ağzımızda dişlerimiz söküldü Kele döndü saçlarımız döküldü Belimiz iki kat oldu büküldü Üstümüze çöktü bizi çökertti Kızgın korda kavrum kavrum kavurdu Ucuz davarımı tepti devirdi Kerpicimi toza kattı savurdu Attı bu alemden sildi yok etti Aç gezdirip gösteriyor tok gibi Verdiğini geri aldı çok gibi Fukaranın haznesinde yok gibi Bekittikçe yüzlerini bekitti Şaşkın yolcu iki de bir duraklar Ustasından öğrenirler çıraklar Ayağımız fena sıktı çarıklar Bir zamanlar ıstırabı çok etti Harmanı yanandan öşür alınmaz Zalim grubuna teslim olunmaz İnsafsız olanda vicdan bulunmaz Zulmün kastı Hüroğlu’nu şok etti Usul Usul Yer yüzündeki pirleri Tanıyorum usul usul Evliya ile erleri Anıyorum usul usul Âşıkların başlarıyla Hüda sırrı işleriyle Gözlerinde yaşlarıyla Yunuyorum usul usul Bilmediğim belleyerek Yâr adını dileyerek Aşk badesi yollayarak Sunuyorum usul usul Yeni yeni yol belliyom Çeşit çeşit dil belliyom Hal içinde hal belliyom Sınıyorum usul usul Soruyorum sarıyorum Aynı yerde duruyorum Görenleri görüyorum Kanıyorum usul usul Aklım yetmiyor sözüme Sürme çektiler gözüme Tek çıngı* düştü özüme Yanıyorum usul usul Hüroğlu’yum hürler ile Kolay ile zorlar ile Ben kendimi birler ile Sanıyorum usul usul Aynaya Baktım Bir gün hatırladım aynaya baktım Param parça olmuş yaralanmışım Bir yıkık duvarın üstüne çıktım Tepem üstü düşüp yaralanmışım Epeyce düşündüm aklım yokladım İrkilerek birden bire hopladım Kör hançeri ciğerime sapladım Yaram ilaç olmuş çarelenmişim Bülbüllük taslayıp güle konarken Oturmuşum yürüyorum sanarken Geçitler yoklayıp boyum sınarken Arklarda boğulup derelenmişim Edepten erkandan huydan okuyup Atadan ecdattan soydan okuyup Olura olmaza meydan okuyup Saf dışı atılıp kürelenmişim Bundan böyle ahd eyledim ahd olsun Umur olsun gayret olsun ceht olsun İster essah** olsun ister saht’olsun İkisinden birden aralanmışım Sefil tabanlarım akılsız başım Yüksek dağlar gibi çoğaldı kışım Hep sıfıra çıktı hayalim düşüm Vakitsiz uykuya kiralanmışım Ses dinlerdim bağlamadan tumburdan Dolmuş kulaklarım zambur zumburdan Bilmem kel başımdan bilmem kamburdan Silinmiş ak yazgım turalanmışım*** Özüme bir nişan takıyom derken Seyredip âleme bakıyom derken İçimi dışımı yıkıyom derken Şüphe piresiyle pirelenmişim İbret aldım evvel ile ahirden Emeklerim boşa gitmiş kahirden Şifa diye çok içtiğim zehirden Tenim göz göz olmuş berelenmişim Dünya hay huyuna koştum ha koştum Düz yol arar iken sarplara düştüm Hüroğlu morarmış rengine şaştım Beyazlık ararken karalanmışım Titriyor Kaynıyor vücudum yanar dağ gibi Ruhum sızılıyor dizim titriyor Seda fışkırıyor aynı laf gibi Bağrım kavruluyor özüm titriyor Güzeller şahından dilek dilerken Mihrabına durup niyaz kılarken Arzulayıp seher vakti melerken Dilim dolaşıyor sözüm titriyor Varım sarf ederim gönül yapmaya Âşığım arlanmam yare tapmaya Niyet eyleyince elin öpmeye Kirpik seğiriyor yüzüm titriyor Gönülden gönüle yâre varınca Huzur alıp divanına durunca Didarını cemalini görünce Kaşlar ağarıyor gözüm titriyor Canlar mı dayanır nazlı nazına Doya doya bakılır mı yüzüne Tezene vurunca gönül sazına Teller üzülüyor sazım titriyor * çıngı : kıvılcım ** essah : sahih, gerçek, doğru *** turalanmak : talihi aksi gitmek
__________________
Sadece Susmak İstiyorum... Yalan İnsanları Kaale Almadan... Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan... HUZUR Bulmak İstiyorum Gözlerimi Kapayıp Kimseyi Anmadan... Sessizliği Dinlemek İstiyorum,Yüzüme Gülüp Arkamdan Konuşulanları Duymadan... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|