Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Arşiv
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 01.04.2008, 15:41   #21
sonbahar5803
Usta Yiğido
 
sonbahar5803 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sonbahar5803 Şuan sonbahar5803 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.09.2009 13:57

Üyelik Tarihi: 26.09.2005
Mesajlar: 1.078
Tecrübe Puanı: 791 sonbahar5803 COK SEVILEN BIR KISIsonbahar5803 COK SEVILEN BIR KISIsonbahar5803 COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

Kuran'ı değiştirmeye kimsenin gücü yetmez Allah'ın izniyle. Siz şeriatı nasıl algılıyorsanız öyle algılayın. Sorununuz bu değil zatenş dinin ta kendisi.

Osmanlı Devleti'nde de şeriat uygulandı. Sonuç; 600 yılı aşkın ayakta kalmış mükemmel bir devlet. Gerçi tarihini beğenmeyip Osmanlıyı sadece son dönemleri ile karalayanlar için bu da bir anlam ifade etmez.
__________________

İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı
Belli ki, yakınımız yoktur ALLAH’tan gayrı...
sonbahar5803 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 01.04.2008, 16:12   #22
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

Alıntı:
sonbahar5803 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Kuran'ı değiştirmeye kimsenin gücü yetmez Allah'ın izniyle. Siz şeriatı nasıl algılıyorsanız öyle algılayın. Sorununuz bu değil zatenş dinin ta kendisi.

Osmanlı Devleti'nde de şeriat uygulandı. Sonuç; 600 yılı aşkın ayakta kalmış mükemmel bir devlet. Gerçi tarihini beğenmeyip Osmanlıyı sadece son dönemleri ile karalayanlar için bu da bir anlam ifade etmez.
Onu değiştirmekmi onuda nereden çıkarıyorsunuz konuyu saptırmayalım lütfen...


Osmanlı Devleti XIV. Yüzyılın başında, Marmara Bölgesi’nde kurulmuştur. XIII.-XV. yüzyıllarda İran’ın Anadolu’nun ve Bizans İmparatorluğu’nun siyasal ve toplumsal sorunları, küçük bir beylik olan Osmanlı Beyliği’nin kısa zamanda büyümesini ve bir devlet oluşturmasını sağlamıştır. 1453 yılında İstanbul’un, 1517 yılında da Mısır’ın alınması sonucu Osmanlı Devleti bir imparatorluk olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun daha iyi anlaşılabilmesi için, onu belli dönemlere ayırarak incelemek mümkündür. Kuruluşundan 1600’lü yılların başına kadar Osmanlı devlet ve toplum yapısı klasik dönem olarak adlandırılır. XVII. ve XVIII. yüzyıllar ise post-klasik veya klasik sonrası dönem olarak adlandırılmaktadır. III. Selim reformlarından itibaren XIX. Yüzyıl için Tanzimat Dönemi, 1908 yılından itibaren de Meşrutiyet Dönemi olarak adlandırılabilmektedir. Bir başka dönemlendirme ise modern dönem öncesi ve modern dönem sonrası olarak yapılmaktadır. Bu dönemlendirme de dönüm noktası Tanzimat Fermanı olmaktadır.
Bu dönemlendirmelerde yönetsel ve toplumsal açıdan kurumlarda belli farklılaşmalar görülmektedir. Dolayısı ile Osmanlı İmparatorluğu’ndan söz ederken baştan sona kadar homojen –tek tip- bir yapıdan söz etmek mümkün değildir. Zaman içerisinde değişen kurumlar söz konusudur. Bunun yanı sıra Balkanlar, Anadolu, Ortadoğu, ve Kuzey Afrika’da egemenlik kuran Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm bu coğrafyada tek tip yapılar oluşturduğunu söylemek mümkün değildir. Aynı zaman dilimi içinde buralarda farklı farklı kurumlar ve işleyişler karşımıza çıkmaktadır. Sonuçta; Osmanlı İmparatorluğu’nda farklı mekanlarda ve farklı zamanlarda değişik kurum ve işleyişler yaşanmıştır.


OSMANLI YÖNETİM YAPISI
Kurulduğu anda bir Türk beyliği olan Osmanlı Devleti, XVI. Yüzyıla gelindiğinde tipik bir imparatorluk haline gelmiştir. Devletin ve sistemin başında padişah/sultan vardır. Sultan yetkilerini dört farklı gelenekten almaktadır.
1-Türk gelenekleri,
2- İslam gelenekleri,
3- Doğu Roma/Bizans gelenekleri,
4- Yerel gelenekler. Bu dört gelenek modern dönemler öncesinde Osmanlı sisteminin temel kaynaklarıdır.


Siyasal iktidarın başında bulunan sultan yasamanın, yürütmenin ve yargının başıdır. Onun siyasal yetkileri, yukarıdaki geleneklerin toplamı olarak kutsanmıştır. Dolayısı ile iktidar ve onun temsilcisi olan sultan kutsal olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede Osmanlı iktidarı teokratik bir iktidardır. Ne var ki bu teokrasinin kaynağında bizzat dinin kendisi değil onun gelenekselleşmiş bir şekli vardır. Bu durum farklı uygulama biçimleri ile imparatorluğun sonuna kadar yaşamıştır.
Osmanlı sultanlarının kutsallığına paralel iktidarı da kabul edilmiştir. Bu yüzdendir ki sisteme karşı en ufak bir hareket dine ve geleneğe karşı kabul edilmiş ve en sert şekilde cezalandırılmıştır. Sultanın iktidarına gelebilecek en yakın tehlike Osmanlı ailesinin içindendir. Bu nedenle sultan olan kişi iktidarını daha sağlam hale getirebilmek için kardeşlerini öldürmeyi yasallaştırmıştır. Fatih Sultan Mehmet dönemine değin yazıya geçmemiş, Fatih kanunnamesi ile yazıya dökülmüş bir uygulamaya göre sultanlar devletin devamı için kardeşlerini öldürmeyi görev bilmişlerdir. Bu uygulama XVII. yüzyılın başlarına kadar devam etmiş, yüzlerce Osmanlı şehzadesi yaşamlarını yitirmiştir.

Fatih ve Kanuni dönemlerinde Osmanlı padişahları yasama yetkilerini kullanarak çok sayıda Kanunname yapmışlardır. Bu, İslam geleneği değil Türk geleneğidir. Zira İslam’da sultanın yasa koyma yetkisi yoktur. Yasayı Allah koyar, Sultan uygular. Oysa, Orta Asya Türk geleneğine göre hakanın töre/yasa koyma hakkı vardır. Osmanlı sultanları yasama yetkilerini imparatorluğun sonuna kadar saklı tutmuşlardır.
Sultan adına yürütmeyi Divan adı verilen kurum yapıyordu. Fatih dönemine kadar divanın başkanı sultanın kendisi idi. Bu dönemden sonra divanın başkanı vezir-i azam (başvezir) olmuştur. Divanda devlet yönetimi ile ilgili bütün işler sultan adına karara bağlanır, onun onayı ile uygulamaya geçerdi. Bu durum post klasik döneme değin sürmüştür. Bu dönemde divan toplantıları kalkmış, yürütme gücü ve yetkisi de vezir-i azam/sadrazama geçmiştir. Artık, sadrazam sultan adına yürütmenin başı olmuş, devlet yönetiminde Paşa kapısı/Babıali öne çıkmıştır.
Yargı, bütün siyasal sistem içinde genel siyaset sisteminin bir adım dışındadır. Osmanlı sisteminde de iki farklı hukuk sistemi vardır. Kamu hukuku açısından sistem örfi hukuk başka bir deyişle sultanın belirlediği hukuk ile işlemektedir. Kişi hukuku açısından işlemekte olan hukuk ise dinsel hukuktur. Osmanlının Müslüman reayası için şeriat hukuku gayrimüslim reayası içinde kendi cemaat hukukları geçerliydi. Bu sistem içinde üstün olan da Müslüman şeriatı idi. Müslüman şeriatı kadı mahkemelerinde uygulanmaktaydı. Kadıların tayin işlemleri de divanda yapılmakta idi. Divan-ı hümayun aynı zamanda dinsel mahkemelerin temyiz işlemlerini de yapmaktaydı.
Osmanlı sultanlarının devlet yöneticileri üzerinde sonsuz yetkileri vardı. Özellikle Fatih Sultan Mehmet’ten sonra devlet yönetiminde kul kökenli devşirmelerin egemen olması, sultanlara bu kitle üzerinde sonsuz yetkiler doğurmuştur. Sultan her hangi bir reayayı yargılanmadan cezalandıramazken, kul kökenli yöneticileri dilediği cezalandırabilmekte, onların yaşamına son verebilmekte idi. Bu çerçevede, yüzlerce üst düzey yöneticisi sultanın bir emri ile yaşamlarını yitirmişlerdir. Böylece sultanın yönetici sınıf üzerinde yargı yetkisi de ortaya çıkıyordu.
Bütün bu anlatılanlar çerçevesinde Osmanlı sultanlarının sonsuz ve sınırsız bir egemenlik anlayışından söz etmek mümkün müdür? Bu soruya farklı yanıtlar verilmektedir. Bunların birisi, Osmanlı sultanlarının şeriat ile denetlendiğidir. Bu tez yanlıştır. Zira, Osmanlı sisteminde şeriat adına söz söyleme yetkisi şeyhülislamındır. Sultanlar kimi zaman yapmak istedikleri bir uygulama hakkında şeyhülislamlardan fetva istemişlerdir. Fakat bu bir denetleme mekanizması olamamıştır. Şeyhülislamı göreve atamak ve onu görevden almak sultanın görevidir. Nitekim sultan, fetvasını beğenmediği şeyhülislamı görevden alıp yerine bir başkasını atayabilmektedir. Bunun da ötesinde Osmanlı tarihinde görevden alınıp hemen idam edilen şeyhülislamlar da vardır. Dolayısıyla din adına konuşma yetkisine sahip olan bu görevli, bir başka deyişle din, bu anlamda bir denetleyici değildir.
Osmanlı sultanlarını denetleyebilen tek kurum, sınırları ve tanımı net olarak belirlenemeyen gelenek idi. Gelenek adına kimi zaman ehl-i şer’(din adamları), kimi zaman ehl-i örf (din dışı yöneticiler), kimi zaman ehl-i seyf (silahlı kuvvetler), kimi zaman da saray ağaları, valide sultanlar gibi farklı güçler sistem içinde sultanı formel veya formel olmayan biçimlerde denetliyorlardı. Bu görüntü Tanzimat Fermanı’na kadar devam etmiştir.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 01.04.2008, 16:15   #23
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

OSMANLI TOPLUM YAPISI

Osmanlı toplumunda tüm ortaçağlarda olduğu gibi toplum, kabaca yönetenler ve yönetilenler olarak ikiye ayrılmıştır. Yönetici sınıfa genel olarak askeri denilmiştir. Askeri sınıf bir çok vergiden muaf ve ekonomik bölüşümden en fazla pay alan gruptur. Askeri sınıf, ehl-i şer, ehl-i örf, ehl-i seyf ve diğer yardımcı gruplardan oluşmaktadır. Ehl-i örf ve ehl-i seyf sultanın kulu sayılmaktadır. Sultanın bu gruplar üzerinde yargı hakkı vardır.

Toplumun sayısal olarak çok büyük bir kısmını oluşturan yönetilenler birkaç şekilde gruplandırılabilmektedir. Yerleşim alanlarına göre reaya (köylü), beraya (kentli) ve göçebeler. Bunlar farklı özelliklere sahip gruplardır. Bir başka gruplandırma da toplumun dinsel ve etnik yapılarına göre sınıflandırılmalarıdır. Osmanlı yönetiminde millet sistemi denilen bu yapıya göre toplum önce müslümanlar ve gayrimüslimler olarak gruplandırılmaktadır. Gayrimüslimler de Ortodokslar, Ermeniler ve Yahudiler olarak gruplandırılmıştır. XIX. yüzyılda Katolik ve Protestanlar da ayrı gruplar olarak kabul edilmişlerdir. Üçüncü gruplandırma şekli ise işlevsel aidiyetlerdir. Toplumdaki ahi grupları, tüccarlar, ve üretici köylüler de bir başka gruplandırma şeklidir.
Osmanlı toplumunda ekonomik örgütlenme esası toprağın düzenlenmesi ile oluşmuştur. Zenginliğin temelinde toprak vardır ve toprağın yüksek mülkiyeti devlete aittir. Devlet sahibi olduğu toprakları farklı amaçlara yönelik olarak düzenlemiştir. Uygulamada toprağın çok büyük bir kısmı doğrudan devlet hazinesine ayrılmıştır. Devlet belli hizmetlerin karşılanması için toprağın gelirini, tımar sistemi adı ile belli görevlilere bırakmıştır. Toprağın bir kısmı da belli sosyal görevlerin üstlenilmesi karşılığı tüzel kişilik olan vakıflara bırakılmıştır. Az miktarda da özel mülk olan topraklar bulunmaktadır.
Tüm bu topraklar üzerinde yaşayan reaya devletin temsilcisi olan görevlilere bazı vergileri ödemek zorundadırlar. Toprak reayanın istediği gibi bölüşülemez, miras bırakılamazdı. Ekilecek ürün ve miktarı belirliydi, köylü köyünü istediği gibi bırakıp gidemezdi. Bu konuda sıkı kurallar vardı. Görüldüğü gibi reaya üzerinde yoğun bir ekonomik baskı söz konusu idi.
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 01.04.2008, 16:24   #24
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 17:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 50
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 725 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

Osmanlı Devleti bir İslam devletidir. Türkiye ve bütün bugünkü İslam devletlerinin hayatını 600 küsur yıl etkilemiştir. Osmanlı, cihad ilkesiyle genişledi. Bugünkü gibi din tamamıyle devlete bağlı değildi, devlet de dine bağlıydı. Örfi hukuk zamanla şer'i hukukun önüne geçti. Amme hukukunda padişahlar, medeni hukukta şeriat hükümleri geçerliydi. Bu, zaman içinde şeriatın açık hükümlerini bile tesirsiz bırakan padişah hükümlerine yol açtı. Toplumsal ve ekonomik şartlar da şeriat hükümlerini zorluyordu.

Miri Arazi Rejimi ile laik yol açıldı. Her meselede onun şeran da mümkün ve caiz olup olmadığını izah etmek kolaylaştı. Şeyhülislamlar, laik kanunları dine uyarladı veya uydurdu. Bidatler şeriatı aştı. Bu, vakıflar yoluyla da oldu. Giderek laikliğin önünü iyice açmak için ictihad kapısı kapatıldı. Siyaseten veya tazir ile şeriatın dışına taşıldı. Ulema, devlet menfaati ve amme maslahatı diye itiraz etmedi.

Halkı isyanı çıkınca tuhaf olarak dinsizlik şeklinde tanımlandı. Cumhuriyet laikliğinde dahi örfi hukuk ile şeriat hukuku taraftarları iddialarını hep şeriata atfetmişlerdir (Arsel). Bütün akımlar aynı usulle çalıştı, yani esas fikrini İslam'a dayandırarak söyledi. Mustafa Kemal'den Yeşil Ordu'ya kadar bu böyleydi (Aydemir).

Osmanlı laikliğinde sultanlar egemendi. Nizamı alem için kardeşleri, akrabaları, vezirler idam ediliyordu. Tabii bunun yanında isyancılar, oruç yiyenler de güya şeriat cezasından kurtulamıyordu. Şeriat kuralları her zaman sıkı değildi. Cezalar paraya çevrilebiliyordu.

Gayrimüslimlere tanınan geniş hoşgörü, Osmanlı laikliğinin özelliğidir. Osmanlı'da hakim din İslam'dı. Hıristiyanlar ve Museviler İslam toplumunda ayrı tutuldular, barış ve güvenlik içinde yaşadılar.

Osmanlı devletinde padişahların sözleri dine uyduğu takdirde kanunlaşırdı.dine(şeriate) aykırı düşemezdi.ancak zamanla, dış ülkelerin casusları etkili olmaya başladı.(bknz. Lawrence) bu casuslar halkın arasından yükselerek kendilerine din adamı süsü verdiler ve halkı yanlış yönlendirdiler. böylece dinin temellerini içten sarsarak büyük bir islam devleti olan osmanlıyı çökertmeye muvaffak oldular.osmanlı devletindeki şeyhülislamlar asla padişahtan emir almazlar hatta şeriat hükümlerince cezalandırabilirlerdi.osmanlın ın yükselmesini işte bu adalet anlayışı ve istimalet(hoşgörü) politikası sağlamıştır.


Kaynaklar
Kemal Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, İst.1967.
Sadri Maksudi Arsal, Teokratik Devlet Laik Devlet, İst.1940.
Şevket Süreyya Aydemir, Tek adam, Remzi Y.İst.1981.
Ömer Lütfi Barkan, Türkiye'de Din ve Devlet ilişkilerinin Tarihsel Gelişimi, Cumhuriyetin 50.yıl Semimerleri içinde, TTK 1973.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_laikli%C4%9Fi"'da n alındı
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 06.04.2008, 21:23   #25
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 56
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1023 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

OSMANLIDA 600 YIL ŞERİATLA YÖNETİLDİ 600 YILDA 6 KİŞİ İDAM EDİLMİŞTİR TABİİ BU HALKTAN SARAYDAKİ SALTANAT KAVGALARI AYRI BİR TARTIŞMA KONUSU İRANDA VEYA DİĞER ÜLKELER DE ŞERİATIN UYGULANDIĞINA KENDİNİZİ ÇOK İNANDIRMIŞSINIZ HA BİZDEKİ DEMOKRASİ HA ONLARDAKİ ŞERİAT KANUNLAR ALT TABAKAYA GEÇERLİ ÜST TABADAKİ ELİT KESİM İÇİN FARKEDEN HİÇ BİRŞEY YOK LÜTFEN OSMANLI HUKUKUNU OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 06.04.2008, 23:28   #26
ofgurleyuk78
Usta Yiğido
 
ofgurleyuk78 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ofgurleyuk78 Şuan ofgurleyuk78 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 29.01.2010 16:58

Üyelik Tarihi: 26.10.2005
Mesajlar: 593
Tecrübe Puanı: 735 ofgurleyuk78 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart -->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

Yahu sizin derdiniz ne anlamadım ki bir türlü. Ne istiyorsunuz. Size rahat battı anlaşılan. Ümmet olmaktan, koyun gibi güdülmekten, bıkmadınız mı? Özgür iradenizle okuyun Kuran'ı Kerim i öğrenin dininizi. Kim ne diyor. Namaz kılana kılma mı dediler, Oruç Tutana tutma mı dediler. Azıcık akıllı olun. Müslümanlığın olmaz sa olmazı 32 şarttır. Bunun içinde Türbanın esamesi bile yoktur. Başını örtenin müslüman sayıldığı bir ülkede yaşayanların akıllı olduğuna ben inanmıyorum. İman kalptadir. İman yürektedir. Şeyhin dizinin dibindeki iman değil UŞAKLIK tır.Aziz Nesin yerden göğe haklıymış. % 70 i aptal demiş. Az bile demiş. Şöyle deseydi kimsenin sesi çıkmazdı " % 30 u akıllı"
__________________
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ BİR DUVAR SÜSÜ DEĞİL, BİR ERKEN UYARI SİSTEMİDİR!!!
ofgurleyuk78 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Alt 07.04.2008, 01:54   #27
yiğidoturan
Usta Yiğido
 
yiğidoturan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
yiğidoturan Şuan yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.07.2014 12:58

Üyelik Tarihi: 02.02.2008
Yaş: 56
Mesajlar: 4.222
Tecrübe Puanı: 1023 yiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDIyiğidoturan TAM BIR BEYEFENDI
Standart --->: “ŞERİATSIZ DİN” YA DA “ALLAHSIZ İSLAM”

YAMADIK DÜNYAMIZI YIRTARAK DİNİMİZDEN
SONUNDA DÜNYADA DİNDE GİTTİ ELİMİZDEN

.............................. .....MEHMET AKİF ERSOY
__________________
DESELERKİ, 'İSLAMIN PINARINDAN İÇMEK SUÇ'
O SUÇU KABULLENİR İÇERİM AVUÇ AVUÇ
yiğidoturan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 08:57.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.