![]() |
#51 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() H_Turan Şuan
![]() Son Aktivite: 14.10.2014 18:19
Üyelik Tarihi: 23.05.2009
Mesajlar: 1.879
Tecrübe Puanı: 786
![]() |
![]() Masum Kişileri Öldürmenin Hiç bir savunulacak tarafı Yok Bu olay Sivas Tarihinde utanç olmuştur Keşke o günde bu tür olaylar yaşanmasaydı Sivas bu olayla anılmasaydı.
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#52 | |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1068
![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
2 temmuzu sivas madımağı 5 temmuz başbağlara bağlamayanların daha alacağı çok ders olacak
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#53 |
Yiğido
![]() ![]() Divriği_Mursal Şuan
![]() Son Aktivite: 29.10.2009 08:41
Üyelik Tarihi: 02.10.2008
Mesajlar: 90
Tecrübe Puanı: 632
![]() |
![]() Ben o olaydan 1 yıl sonra doğdum ve o günle ilgili haberleri her okuyuşumda tüylerim diken diken oluyor.
Bu olayın Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sivas'ta onbinlerce kişinin katılımıyla gerçekleşmesi de daha acı. Bu olayı çok basit bir hadise gibi görenler linkteki belgeseli izleyebilirler.
__________________
PIR SULTAN ABDAL'im daglar ben olsam Üstü mor sümbüllü baglar ben olsam Alem çiçek olsa ari ben olsam Dost dilinden tatli bal bulamadim... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#54 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() sandalli Şuan
![]() Son Aktivite: 21.04.2016 18:58
Üyelik Tarihi: 19.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4556
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Üzüntümü anlatacak kelime bulamiyorum. Keske olmasaydi..
__________________
Yağmurlar Islanıyor
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#55 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1068
![]() ![]() ![]() |
![]() HERKES BİZ YAPMADIK DEDİ...ÖYLEYSE KİM YAPTI?
Yazar : Onur Gültekin / SİVAS POSTASI Tarih : 01 Temmuz 2009 13:50 2 Temmuz tarihi yaklaşınca şehrin üzerine sanki koca bir kara bir bulut çökmüş gibi her yer,herkes bir tuhaf olur. ''Hah işte yine 2 Temmuz geldi ne olacaksa bir unutmadılar gitti.'' deriz. ''Tamam oldu bir kere ama ,biz yapmadık ki artık bu kara laneti üzerimizden çeksinler,Sivas'ı böyle anmasınlar'' diyen pek çok sesi duyar gibiyim. Her ne kadar isyan etseniz de yine Alevi Dernekleri ya da Halk Evleri toplanıp şehrimize gelecek,yine otelin önünde sloganlar atarak içlerinde yıllardır dinmeyen feryatları ve ''ne suçları vardı ?''diyen haykırışları yapıp gidecekler..Kimi evladının can verdiği otel odalarında dolaşacak ve için için ağlayacak.,kimi acaba hiç kurtarılamazlar mıydı diye yıllardan sonra gözleriyle çıkış yolları arayacak. Kimi de belki ''keşke göndermeseydim buralarda ne işleri vardı diyerek ''iç geçirecek. Ne için işte ne için?Sonuçta ölenler öldü, kalan sağlar bizimdir denilmeyecek mi? Ben o tarihi çok iyi hatırlıyorum. Günler öncesinden Kültür Müdürlüğü'nden afişler dağıtılmıştı. Biz de dahil herkes altında BAKANLIK damgası olan bu afişleri çekinmeden camlarına asmıştı. Ama benim bir dost arkadaşım dükkana gelerek bu afişi çıkarmamı söyledi. Neden? Diye sorduğumda ''Nedeninisorma çıkar'' demişti. Hatırlıyorum da, şehirde de yüzlerini pek tanımadığım , kıyafetleri dikkatimi çeken bazı gruplara ait insanlar türemişti. Saçlarının arkasında kısa örgüleri vardı. Şehir olduğundan kalabalıktı. Hatta bizler sanırım şenliklere geldiler diye sadece garip garip bakıyor aklımızca da iyi ev sahipliği yapmaya çalışıyorduk. Medresenin içinde açılan standları gezerken hiç huylanmamıştım ama Marks ya da Lenin' in ne işi var diye de düşünmemiş değildim.Aziz Nesin ha bire konuşuyor bu ilin düşünce olarak ne kadar olgun yapıda olmasına rağmen ufak bir kıvılcımla parlayabileceğini düşünmüyordu. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi sözleri nereye çarpacak farkında değildi belki de ..Gelen grupların içinde bizimde çok sevdiğimiz türkü severler vardı. Onların rahat yemek yemesi için o zamanlar esnaflık yaptığım dükkanımızın karşısındaki lokantayı ayarlamıştık. Kültür Merkezi'ndeki semah gösterileri esnasında yaşanan arbede herkesin yüreğini ağzına getirmişti. Koltuklar havada uçmuştu. İçerisi tıklım tıklım doluydu. Çoluk çocuk herkes dışarıdan salona gelen haykırışlarla inanın ölüyoruz dalgasına takılmışlardı. Ben de oradaydım ve bu saldırının neden olduğunu anlamadım. Sahnedekiler gencecik ve bir kültürün inanışın oyununu oynuyorlardı. Döne döne..Saz vurdukça coşmuşlardı. Sadece oyundu,sadece birkaç konuşmaydı. Şehrimizin düşünür insanlarındandı Pir Sultan Abdal..Heykeli getirilip Kültür Merkezi'nin bahçesindeki yere konulmuştu. Ne olurdu ya onun heykeli dursa ne olurdu?. Şehri aleviler mi bastı zannetmişti heykelin oraya konulmasına karşı çıkanlar...Sökülmesini neden çok istiyorlardı bilemedim. Sonuçta Kültür Merkezi 'nden çıkarken tekrar hayata dönmüş gibi sevinerek çıktık Cuma namazı esnasında çok sessizlik vardı etrafta..Yemek yemeğe gelen grupları bir grup polis alıp otele götürdü. Ne oluyor dedik HİÇÇÇ dediler..Belliydi her şey sanki de hazırlık yapılıyordu. Bir kaç kişiydiler,çok kişi oldular..Seyretseniz şaka gibi oyun gibiydi her şey...Asker bir garipti ,polis bir garipti. Zamanın Valisi masa altına gizlenmiş ''ne yapacağız?'' diyordu. Halk galeyana gelmişti de neyin galeyanıydı hala yıllar geçmesine rağmen anlamış değilim. Bu sırada artan kalabalığa hem ''dağılın'' diyen hoparlör sesi geliyor hem de ''bakın heykel söküldü,yere indirildi,tamam bitti işte ''deniliyordu. Ben heykeli caddede sürüklenirken gördüm. Ağladım. Çünkü yerdeki insan heykeli bu gün bile deyişleriyle dilden dile dolaşan kişiydi. Çevresindeki çoluk çocuk sanki düşmanmış gibi öyle bir tekme atıyor öyle bir parçalıyordu ki şaştım kaldım..Nihayet heykel bitti. Kalabalık ha bire artıyordu. İçerdekiler ne yapıyordu acaba diyorduk. Ara sıra kafamızı caddeye uzatıyor bakıyor artan kalabalığın neyi ne için protesto ettiğini bile bilmeden kaçıyorduk. Bu sıra kameralar çok çektiler çok ,ama şimdi hiç biri yok..Sonuçta devrilen araba tutuşan perde ve alevler...Otele tırmanan bir cahil adam ne için söyleyin ya ne için?Silah sesleri sıkılan su ve olay sona erdi. Halk korkudan öyle bir kaçtı ki..Heyt be bu kadar kolaydı da bu kalabalığı dağıtmak neden beklediniz ki?..Askerler polisler nerdeydiniz ki? Devlet neredeydi ki?YOKKKKKKK. Kalabalıktan arta kalan Birkaç fanatik grup dükkanların camlarını kırdılar. O kadar..Otelden yayılan duman ölümün sessizliğini de şehrin üzerine yaymıştı. Yanık ten kokuları duyulmadı .Olsaydı belki de acısı daha derin olurdu. Herkes Azizi Nesin i merak ediyordu. O sağ salimdi ama giden gençler şairler ozanlar...Hepsi bir cuma gününün beş altı saatlik parçasında bizleri terk etti gitti. Tansu Çiller bir şey yok derken tam 37 can bu dünyadan bence bir hiç uğruna göç etti. Ellerinde ağaç parçaları merdivende ölümü beklediler..Belkide ölümle alay ettiler. Bilinmez ki..Morgtaki cesetler üst üste ve boğulmaktandı ölüm izleri..Yüzlerinde ölümle alayın gülümsemeleri vardı.. Hala semahta hala sazdaydılar..Tabii ki her yıl gelir aileleri..Sorgulamaya anmaya..Kime kızgınsalar da kızgınlar..Ama düşününce hiçte kolay değil canından can kopması..Kolayına mı dünyaya geliyoruz ve yetişiyoruz?. Yine geldiler gelecekler..Otel ne olursa olsun gelecekler...Ne yüzümüzü asalım ne de gelip gittiler ne oldu diyelim. Biliyorum ki benim Sivas'ım saygılıdır. Her ne kadar biz bir şey yapmadık desek de engel olmakta da biraz seyirci kaldık..Bazen kızıyorum da Tayyip Bey' e helal olsun adama ..Bakışlar her ne kadar kin doluysa da Alevi-Sünni de , yinede yalandan dost yapmayı başardı. Ne diyelim bir 2 Temmuz daha geçti...Bir kırmızı karanfil iki avuçta alkış...O kadar...Allah bir daha yaşatmasın..Artık bıktık.ta doğrusu ''Yakanlardan mısın ,yananlardan mısın?''...Tamam bende yılardır kim sorsa ,biz yapmadık diyorum da peki biz yapmadıysak kim yaptı? İşte onun cevabını bulamıyorum...... memlekethaber.com sivas haberleri Sivas 01.07.2009 12:57 'Sivas katliamını unutmayın' CHP'li Sav: 16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Sivas olaylarına ilişkin olarak, ''16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. Göstermelik dostluk, kardeşlik ve acıları bölüşme sözleri sık sık dile getiriliyor ama uygulamada hiçbir somut belirti görülmüyor'' dedi. Sav, Sivas olaylarının 16. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, 2 Temmuz 1993'ün cumhuriyet tarihinin en acılı ve üzüntülü günlerinden birisi olduğunu belirtti. Olayların, mahkeme ve Yargıtay kararlarında, ''Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışma eylemi'' olarak belirlendiğini kaydeden Sav, ''Sivas katliamı, laikliğe, cumhuriyete ve demokratik hukuk devletine başkaldırı olarak nitelenmiştir'' görüşünü ifade etti. Üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen olayların belleklerdeki acısını ve tazeliğini koruduğunu ifade eden Sav, ''35 insanın yakılarak öldürülmesinin faillerinin yargı önüne çıkarılan 124 kişi ile sınırlı olmadığını'' savundu. Önder Sav, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''Yargılananlar, kaçıp yargılanamayanlar, ceza alanlar, sonradan af niteliğindeki uygulamalarla bir bir salıverilenler, bir buzulun görünen kesimidir. Suyun altında kalanlar, görünmeyenler ya da saklandıklarını sananlar arasında sanıkları azmettiren kimi siyasetçiler, yöneticiler, yazılı ve görüntülü basın yayın organlarının temsilcileri vardır. Onlar yargı kararları ile değil fakat tarih önünde, kamu vicdanında mahkum olmuşlardır. Sivas'ta eşlerini, çocuklarını, sevdiklerini, yakınlarını, canlarını yitirmiş olanlar, yıllardır acılarını içlerinde taşıyorlar ama bir öç alma duygusunu yaşatmıyorlar. Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması, dini siyasete alet etme heveslerinin yıkılması ve benzer olayları düşünebilecek olanlara uygulanacak yaptırımların netleşmesi açılarından Sivas olayları bir ibret dersi olmalıdır. 16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. Göstermelik dostluk, kardeşlik ve acıları bölüşme sözleri sık sık dile getiriliyor ama uygulamada hiçbir somut belirti görülmüyor. Sivas Madımak Oteli'ni kebapçı dükkanı olmaktan çıkarıp, Alevi kültürünün korunmasına katkı sağlayacak çerçevede 'Hoşgörü Müzesi'ne dönüştürme istek ve çabalarına gerekli önem verilmeli ve zaman yitirilmeden gerçekleşmesi sağlanmalıdır. CHP olarak Sivas'ta yakınlarını yitirmiş olanların acılarını bir kez daha bölüşüyoruz. Yüreğinde dostluk, kardeşlik, barış ve insan sevgisi olanları, demokrasi ve Cumhuriyetin kazanımları, birikimleri ve demokratik laik Cumhuriyet için halkımızın esenliği için uyanık olmaya çağırıyoruz.'' memlekethaber.com sivas haberleri Sivas 01.07.2009 12:57 'Sivas katliamını unutmayın' CHP'li Sav: 16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Sivas olaylarına ilişkin olarak, ''16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. Göstermelik dostluk, kardeşlik ve acıları bölüşme sözleri sık sık dile getiriliyor ama uygulamada hiçbir somut belirti görülmüyor'' dedi. Sav, Sivas olaylarının 16. yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, 2 Temmuz 1993'ün cumhuriyet tarihinin en acılı ve üzüntülü günlerinden birisi olduğunu belirtti. Olayların, mahkeme ve Yargıtay kararlarında, ''Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışma eylemi'' olarak belirlendiğini kaydeden Sav, ''Sivas katliamı, laikliğe, cumhuriyete ve demokratik hukuk devletine başkaldırı olarak nitelenmiştir'' görüşünü ifade etti. Üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen olayların belleklerdeki acısını ve tazeliğini koruduğunu ifade eden Sav, ''35 insanın yakılarak öldürülmesinin faillerinin yargı önüne çıkarılan 124 kişi ile sınırlı olmadığını'' savundu. Önder Sav, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''Yargılananlar, kaçıp yargılanamayanlar, ceza alanlar, sonradan af niteliğindeki uygulamalarla bir bir salıverilenler, bir buzulun görünen kesimidir. Suyun altında kalanlar, görünmeyenler ya da saklandıklarını sananlar arasında sanıkları azmettiren kimi siyasetçiler, yöneticiler, yazılı ve görüntülü basın yayın organlarının temsilcileri vardır. Onlar yargı kararları ile değil fakat tarih önünde, kamu vicdanında mahkum olmuşlardır. Sivas'ta eşlerini, çocuklarını, sevdiklerini, yakınlarını, canlarını yitirmiş olanlar, yıllardır acılarını içlerinde taşıyorlar ama bir öç alma duygusunu yaşatmıyorlar. Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması, dini siyasete alet etme heveslerinin yıkılması ve benzer olayları düşünebilecek olanlara uygulanacak yaptırımların netleşmesi açılarından Sivas olayları bir ibret dersi olmalıdır. 16 yıl önceki katliamı unutmak, unutturmak yeni katliamlara yol vermek olur. Göstermelik dostluk, kardeşlik ve acıları bölüşme sözleri sık sık dile getiriliyor ama uygulamada hiçbir somut belirti görülmüyor. Sivas Madımak Oteli'ni kebapçı dükkanı olmaktan çıkarıp, Alevi kültürünün korunmasına katkı sağlayacak çerçevede 'Hoşgörü Müzesi'ne dönüştürme istek ve çabalarına gerekli önem verilmeli ve zaman yitirilmeden gerçekleşmesi sağlanmalıdır. CHP olarak Sivas'ta yakınlarını yitirmiş olanların acılarını bir kez daha bölüşüyoruz. Yüreğinde dostluk, kardeşlik, barış ve insan sevgisi olanları, demokrasi ve Cumhuriyetin kazanımları, birikimleri ve demokratik laik Cumhuriyet için halkımızın esenliği için uyanık olmaya çağırıyoruz.'' MADIMAK MÜZE OLMALIDIR, OLACAKTIR SİVAS’DA MADIMAK ÖNÜ’NDE … İSTANBUL’DA KADIKÖY MEYDANI’NDA… ANKARA’DA KOLEJ MEYDANI’NDA… İZMİR’DE GÜNDOĞDU MEYDANI’NDA… BURSA’DA KENT MÜZESİ ÖNÜ’NDE… BURHANİYE’DE CUMHURİYET MEYDANI’NDA… “MADIMAK MÜZE OLACAK” TALEBİ İLE TÜM YURTTA SOKAKLARDAYIZ 2 Temmuz 1993 yılında Sivas’a Kültür Şenliği ve Pir Sultan Abdal’ı anmak amacı ile giden şair, yazar, sanatçı ve semah yürüyen canlarımız önceden planlanmış, gerici, şeriatçı güçler tarafından Madımak Oteli’nde abluka altına alındılar. “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” diyerek ve cumhuriyetimizin temel değerlerine saldırmak sureti ile canlarımızı göz göre göre yakıldılar. Bu katliam, televizyonlarda sekiz saat boyunca canlı olarak yayınlandı. Devletin güvenlik kuvvetleri, saldırgan gerici, şeriatçı güçlere yerinde ve zamanında gerekli müdahaleleri ve engellemeleri yapmayarak canlarımızın yakılmasına seyirci kaldılar. Dünya tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bu katliam, Türkiye Cumhuriyeti’nde ve dünyada insan hakları ve temel özgürlüklerden yana olan, inanç ve ibadet özgürlüğünü temel bir insan hakları ilkesi sayan inancı ve felsefesi düşüncesi ne olursa olsun her insanın vicdanını yaraladı. Bu katliam Halkımızın ve burada yakınlarını, çocuklarını yitiren canlarımızın ruhunda ve bedeninde giderilmesi imkânsız travmalara yol açtı. Madımak Oteli’ne saldırarak canlarımızı yakan faillerin bir kısmı yakalanmış, yargılanıp cezalara çarptırılmış iken, failleri bir kısmı da yakalan(a)mamış, yeterince takip dahi edilmemiştir. Madımak Oteli’nde Cumhuriyete ve onun savunucularına karşı gerici ve şeriatçı güçlerce gerçekleştirilen katliamın bir kez daha yaşanmaması için, insanlık tarihine yazılması ve insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmesi, hafızalardan silinmemesi gerekmektedir. Bu katliamın yaşandığı sırada devlet güçlerinin müdahale etmemesi ve asıl katillerin bugüne kadar yakalanmaması devleti zan altında bırakmıştır. Madımak Oteli satın alınarak kamulaştırılmalı, otelin müze olması yönünde gerekli çalışmaları hemen yapılmalıdır. Böyle bir girişim, insanlarımız arasında düşmanlıkları arttırmaz. Gerçekle yüzlemek ve insanlık suçlarını birlikte mahkûm etmek, farklı kültürleri, inançları, kimlikleri daha da yakınlaştırır. Hiç şüphe yok ki Madımak Müze olmalıdır, olacaktır. Bu talep sadece Alevilerin talebi değildir. Bu talep çağdaşlıktan ve laiklikten yana olan tüm kesimlerin ve insanlığın vicdanına ait bir sestir. Bu talep, emperyalizme, faşizme, gericiliğe, cinsiyet ayrımcılığına, faili meçhullere, haksız gözaltılara, IMF ve Dünya Bankası politikalarına, özelleştirmelere, neoliberal politikalara karşı bağımsızlık, emek, demokrasi, barış, halkların kardeşliği, insan hakları, eşitlik, özgürlük mücadelesi veren herkesin talebidir. Bu talep, her türden sömürüyü devam ettirmek için dini ve etnik köken ayrılıklarını kullanan ırkçı ve gerici çevrelere karşı direnen herkesin talebidir. Bu talep, karanlığa karşı aydınlığı savunanların talebidir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm topluma sesleniyor ve diyoruz ki: Bu utancı daha fazla büyütmeyelim, vicdanları sızlatmayalım, Madımak Oteli Müze olsun... Ve, birgün karanlıklar aydınlığa kavuşuncaya, Sivas, Maraş, Gazi, Ümraniye, 1 Mayıs katliamlarını planlayanların gerçek yüzleri ortaya çıkıncaya kadar bu Pir Sultan direnişi de bu talep de sürecektir. Ve o güne kadar; Sivas Katliamı unutulmayacak, unutturulmayacaktır. Her yıl olduğu gibi bu yılda Sivas’ta Madımak Oteli’nin önünde olacağız. Ankara’da 'da Kolej, İstanbul’da Kadıköy, İzmir’de Gündoğdu, Burhaniye’de Cumhuriyet Meydanı’nda, Bursa’da ise Kent Müzesi önünde buluşacağız. BAŞTA PİR SULTAN ABDAL ÖRGÜTLÜLÜĞÜ OLMAK ÜZERE ALEVİ KURUMLARI VE DEMOKRATİK KURUMLARLA BİRLİKTE “MADIMAK MÜZE OLACAK” TALEBİ İLE TÜM YURTTA SOKAKLARDA OLACAĞIZ. Kamuoyunun bilgisine saygı ile arz olunur.01.07.2009 Av. Fevzi Gümüş Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ Konu abircan tarafından (01.07.2009 Saat 21:23 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#56 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() madımak_58 Şuan
![]() Son Aktivite: 16.10.2012 12:47
Üyelik Tarihi: 15.07.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 1.068
Tecrübe Puanı: 742
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Yandık avazlarda, kavrulduk halkım..... Varıp Pir Sultan’ı, analım dedik Aşkın dolusuna, kanalım dedik Meydanda bir semah, dönelim dedik Kahpe tuzaklarda, vurulduk halkım.. Salyalı ağızlar, kirli yürekler Elde ateş, dilde Allahu-Ekber İnsan yakmak için, olmuş seferber İsli dumanlara, savrulduk halkım Hasret Gültekin´im, Serkan Doğan´ım Huriyem, Yesim´im, özbe öz Özkan´ım İki Metin ölüm, Sait, Handan´ım Hep birlikte yan, yana serildik halkım Yüzbin yobaz, bir Akarsu eder mi? Öldürülen, bu kaçıncı Nesimi, Özlem, Nurcan, Serpil, Belkıs Gülsüm´ü Verdik, birer birer, kırıldık halkım Metin, Asaf, Behçet, Asım Bezirci, Menekşe, Sehergül, Gülender, İnci, Asuman, Yasemin, Erdal Ayrancı, Et kemik bir yerde, derildik halkım Yandı özyurdun da, Özyurt Ahmet´im Kaynar ateşlerde Uğur Mehmet´ım Güpe gündüz ışıktı, Gündüz Murat´ım Cem olduk güneşe, verildik halkım Koray Kaya´m, onbirinde dal fidan Ahmet Öztürk ile adaşı alan Din için yakıldık 33 can Kara topraklara, karıldık halkım Madımak´ta yanan 33 can Artık her birisi bir Pir Sultan Hızır´in dölleri yazsın bin ferman Gönüller içinde yer aldık halkım Muhlis´ine muhip olan, Muhibe´m Sulari’den arda kalan Edibe´em Cümlesi insana derki, Kâbem Kanlı kefenlere sarıldık halkım Karinna Cuanna, Hollanda´lı can Yanında Muammer Hakan ve Kenan Bin beterdi Sivas, Ol Kerbela’dan Hüseyin´ce ölüp dirildik halkım Kızılgül’üm, söz düşürse dilime Mızrabım isyankâr, vurur telime Bir gün olup hesap sorsam zalime Yobazlar elinden zar olduk halkım... AĞIT adım Koray, daha oniki yaşındayım ve ben hiç büyümeyeceğim Sivas Madımak'ta yandım ak günler bekleyen ülkemin karanlık düşünceleri tarafından naklen yakıldım... bir yaz günüydü Temmuz sıcağında babam ozan İsmail, tuttu ablamla benim ellerimizden "haydin çocuklar, Sivas'a, baba ocağımıza Pir Sultan Abdal şenliklerine Semah dönmeye gidiyoruz" demişti... ne bilirdim ki! "Ateşte Semaha dönmek" olacaktı kaderimiz ve otelde dinlenirken bir anda binlerce insan "yakın" diye haykırıyordu ve ölümden ötesi yoktu görünürde..... adım Koray, daha oniki yaşındayım veee ben hiç büyümeyeceğim ve benim Dikmen'den aşağıya salınarak Atatürk Bulvarı'nda güzel Ankara'da sevinçle inip te elimde çiçekle Gima'nın önünde beni bekleyen bir sevgilim olmayacak.... adım Koray, siz şimdi kimbilir kaçıncı kadehi kaçıncı yalanlara içerken ve arasırada cancana derken benim ellerim yan mezardan Hiroşima'dan gelen yaşıtıma takılır sol tarafımda da Halepçe çocuğu sözde medeni ülkelerde Solingen’de yanan ben olurum Möln’de yanan ben olurum sizin elleriniz kızlarda sizin elleriniz erkeklerde sizin elleriniz bardaklarda ben en son canlı olarak semahta tutmuştum bir kızın elini şimdi ise; bizim ellerimiz yılan, çayan arasında kemikli topraklarda.... ne din nedir anlamıştım ne de din uğruna adam yakılmayı suçum semah dönmekti suçum babamı dinlemekti suçum bana göre İNSAN olmaktı adım Koray daha oniki yaşındayım ben hiç baba olamayacağım ben hiç oğlumu okşayamayacağım ben hiç annemin dizlerinde saçlarımda parmakları dolaşan mutlu çocuk rolü bile yapamayacağım ve ben sizin adınıza ben mutlu gelecek adına bir değil bin kez daha yan deseler yine yanacağım, yanacağım, yanacağım... bir annenin kokusunu düşünsene, çocuğuna yani bana sarılmak işte ben o kokuyu artık içime alamayacağım anneme doluca sarılamayacağım Eeeyy benim akrandaşlarım, arkadaşlarım, yaşıtlarım siz kimbilir kaç kızla dansederken türküler dinleyip halaylar çekerken hergece feneri kimbilir kaç alemde nerelerde söndürürken ve hatta kimbilir hangi türkü barda devletler kurup, halk kurtaracaksınız kimbilir kaç biradan sonra solculuk oynayacaksınız işte ben sizin gibi türküler dinleyemeyeceğim halaylar çekemeyeceğim ben bir kıza sarılıp dans bile edemeyeceğim uuuuyy anam uuuyy Babam anlatırdı benim doğduğum köylerin yokluk ve sefaletten başka hiç bir özelliği yokmuş altı ay dünyadan uzak kar ve karanlığa mahkum bir yurt sonrası çamur, çamurda kalmış tek ayakkabılar kalsaydı tek ayakkabılarım sakız gibi çamurlarda kalsaydı diz boyu karlarda görmeseydim değil altı ay bir ömür boyu köyümün dışını görmeseydim medeniyet dedikleri yerlerde çirkeflikleri, kahpelikleri, ölümleri ama olsaydım o karlı yerlerde yaşayan ben bende dünyada olsaydım yeterdi... adım Koray benim duyuyormusunuz?? daha oniki yaşındayım bazen ozan Nesimi oluyorum burada alıyorum elime sazımı bazense Hasret Gültekin hasret türküleri yazıyorum duyarım ki Köln’de Hasret abimin oğlu olmuş adını Hasret koymuşlar söyledikçe Muhlis baba ben burada bile Ateşte Semaha dönüyorum görüyormusunuz??...... adım Koray benim heyy dünyalılar en son sizin aranızdayken ateş camları sarmışken insanlar yanıyordu Madımak'ta ve annem geldi gözümün önüne babam geldi, Ankara geldi o yüzden ölünce ben Anneme götürdüler Ankara'ya götürdüler.. gelirken elimden tutan babam, dönüşte tabutumdan tutmuştu. ben yanmıştım tabutta babam kahrolmuştu tabut omzunda. zavallı babam, canım annem şimdi yeni doğan kardeşime adımızı koymuşsunuz canlarım...... ölsem bile unutmayın ben Koray'ım sizin Korayınız........ adım Koray benim bilmediğim din uğruna bilmediğim din adamları tarafından ayrı düşünceden yakılan. devletin gözü önünde sizlerin gözü önünde siz naklen izlerken tv.lerinizde yanan bendim orada en küçükleri otuz yedinin. otuz yedi canın otuz yedi karanfilin özü bende ANLIYORMUSUNUZ???........ ölümden ötesi yokmuş DUYUYORMUSUNUZ???........
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Konu madımak_58 tarafından (01.07.2009 Saat 23:31 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#57 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() madımak_58 Şuan
![]() Son Aktivite: 16.10.2012 12:47
Üyelik Tarihi: 15.07.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 1.068
Tecrübe Puanı: 742
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ŞİVAS ŞEHİTLERİMİZ
Nesimi Çimen:Üç telli curanın üstadı. Sarız 1926 Asım Bezirci:Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan 1927 Metin Altıok:Kara kutu, şiir, felsefe. Bergama,1941 Muhlis Akarsu:Kula kulluk yakışır mı? Kangal 1948 Behçet Aysan:Sefa’sını ölümüle öğreten şair. Ankara 1949 Muhibe Akarsu:Akarsuyum böyle miydi ahdımız? Kangal 1958 Edibe Sulari: Davut Sulari’nin yadigarı. Erzincan 1953 Uğur Kaynar:Militan, şair, elyazarı. Zara 1956 Asaf Koçak:Yok devenin kuşu, bir sır “Cop Cumhuriyeti”nin çizeri, Yerköy 1957 Erdal Ayrancı:Hep barikatın başında. Niğde 1958 Sehergül Ateş:Biz onunla baba kız değildik. O hem sırdaşım, hem yoldaşım, hem dayanağım ve gücümdü; babasının sözleri. Ankara 1953 Hasret Gültekin:Koçgiri’den, Han Köyü’nden. 1965 Muammer Çiçek:Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”.Yalınyazı Köyü, Zile 1967 Gülender Akça:Abidin ve Sultan’ın gözbebekleri. Divriğinin Şahin Köyü’nden, 1968 Mehmet Atay:Şahanım, şahdamarım, yangın yüreklim. Divriği 1968 Sait Metin:Uzundu, usuldu dedemin boyu. Divriği 1970 Carina Johanna:Alevilik araştırmacısı, “yabancı değil”. Hollanda 1970 Gülsün Karababa:Babası”Kızım benden daha iyi saz çalacak” derdi. Divriği 1971 İnci Türk:Çiçek açar domur domur dal verir. Balıkesir 1971 Huriye Özkan:Havanın yüzünde semah dönerken. Ankara 1971 Murat Gündüz:Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, en sevdiği dize.Ankara 1971 Ahmet Özyurt:Çok seviyorum düşüncelere dalmayı. Enstein gibi düşünerek kendimden geçmeyi. Kendi dizeleri. Ankara 1972 Handan Metin:Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çıktın. Ankara 1973 Yeşim Özkan:Ballıhan, erenlerin bal çiçeği. Ankara 1973 Yasemin Sivri:Kamber’in profesörü, kitap kurdu. Ankara 1974 Serpil Canik:Kuş olup güvercin donunu giyen, Uyan dağlar uyan Serpil geliyor. Ankara 1974 Serkan Doğan:Başıma kızıl bağla, arkamdan ağıt yakma anam, Ankara 1974 Belkıs Çakır:Güne Umut’tan. Ceylanlara karışıp semaha duran. Ankara 1975 Nurcan Şahin:Kim yakıştırabilir sana ölümü? Ankara 1975 Özlem Şahin:Okur, meraklı, yerinde duramaz, yaşam delisi. Ankara 1976 Asuman Sivri:Semah, semah tutkunu, abisinin delisi. Ankara 1977 Menekşe kaya:Sazı elinde İsmail’in.Ötme bülbül ötme gönlüm şen değil. Ankara 1977 Koray Kaya:Pir Sultan’ın genç şehidi. Ve hep öyle kalacak. Ankara 1981 Yanyana öldüler... Ve yanyana gömüldüler Karşıyaka’da... Karşıyaka’nın onur gülleri, direnç gülleri, Pir Sultan Şehitleri... Şehitlerimizi Unutmayacağız! Başka Sivaslar'ın yaşanmaması dileklerimle şehitlerimizi saygı ve özlemle anıyorum.İçimizde ki Hasret'lerin,Nesimi'lerin,Muhl is'lerin ateşi sönmeyecek...
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#58 | |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() sivaslıgenç Şuan
![]() Son Aktivite: 20.03.2016 23:42
Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 33
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 914
![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Tamam ölmüşler Allah rahmet eylesin.Ama şehit denmesi çok yanlış ,şehit, Allah yolunda ölenlerdir Madımakta ölenler şehit değilller... |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#59 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() H_Turan Şuan
![]() Son Aktivite: 14.10.2014 18:19
Üyelik Tarihi: 23.05.2009
Mesajlar: 1.879
Tecrübe Puanı: 786
![]() |
![]() Onun görüşüdür saygı duyarım yanlış anlama burda yazarak tartışma çıkartmayalım konu biraz hassas o yüzden dikkatli olmakta fayda var o yüzden başka bir başlıkta kimlerin şehit olup kimlerin olmadığını ile ilgili bilgileri versek daha faydalı olur..
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#60 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() sivaslıgenç Şuan
![]() Son Aktivite: 20.03.2016 23:42
Üyelik Tarihi: 14.10.2007
Yaş: 33
Mesajlar: 2.527
Tecrübe Puanı: 914
![]() ![]() ![]() |
![]() Şehitlik önemli bir mertebe önüne gelen öyle görüş bildiremez.Neyse konu farklı yerlere gitmesin.
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
SİVASIMIZIN TARİHÇESİ | Sivaslilar.Net | Sivas Tarihi | 26 | 13.05.2016 17:51 |
SIVAS FİRMALARINI NE KADAR TANIYOR | doganay | Sivas Şirketleri, Sivas Firmaları | 395 | 11.05.2012 16:32 |
SİVASımızın Amatör kulüpleri... | Serd@r | Sivasimizin Amator Klupleri | 15 | 18.08.2010 12:28 |
Sivaslıyık dedik ya Gardaş ! | izmirliyigido | Hertelden | 19 | 18.07.2009 18:49 |
GÜZEL SİVAS'IM | metay58 | Zara | 0 | 05.09.2007 07:49 |