|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Arşiv Güncelliğini Yitirmiş Konular |
Anketimiz: 12 Eylülde Anayasa değişikliğine ne diyeceksiniz? | |||
Evet |
![]() ![]() ![]() ![]() |
289 | 57,68% |
Hayır |
![]() ![]() ![]() ![]() |
212 | 42,32% |
Katılımcı sayısı: 501. Sizin Bu Ankette Oy kullanma Yetkiniz Bulunmuyor |
![]() |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
![]() |
#331 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1057
![]() ![]() ![]() |
![]() Artık Hanefi Avcı'dan öncesi ve sonrası vardır
Banu AVAR- Hanefi Avcı ve kitabı bir işaret fişeğidir! Eskişehir emniyet müdürünün açıklamaları, Türk milleti, yedi düvelce dayatılan bir referandum’un önünde diz çöktürülmüşken, gündeme düşmüştür. ‘Haliç’de Yaşayan Simonlar. Dün Devlet Bugün Cemaat’ adlı kitaptaki açıklamalar, gidişata ‘DUR’ emridir. Yazarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin halen görevde olan bir emniyet müdürüdür. Kitap, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm kurumlarına gizli bir örgütün sızdığını belgelemektedir. Bir suç duyurusudur! BU KİTAPTAKİ AÇIKLAMALAR, BU HÜKÜMETİN İSTİFASINI GEREKTİRİR. Hanefi Avcı’nın kitabında yaptığı açıklamalar eski istihbaratçı Mahir Kaynak’ın söylemiyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin ‘KARŞI HAMLESİ’dir. Emekli MİT görevlisi Kaynak, ‘……. kitabın yayınlanmasını bir karşı hamlenin ilk adımı sayıyorum. Bundan sonra kitapta ileri sürülen iddiaları destekleyecek birçok yeni verilerle karşılaşacağımızı ve buna başka güç odaklarının da destek vereceğini düşünüyorum. ‘ diyor. (Star gazetesi 22.8.2010) Kitapta, 3 yıldır aralıksız sürdürülen bir hukuk skandalının en yetkin ağızdan deşifresi yapılmıştır. Bir emniyet müdürü, ‘Olay bir örgütün, cemaatin devlet içerisindeki elemanları vasıtasıyla yürüttüğü örgütsel bir faaliyettir, karşımızdaki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgütün / cemaatin elemanlarıdır. Devletin hukukunu değil, cemaatin talimatlarını yerine getirmektedirler. İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkça gözükmektedir.’ demektedir. Özel yetkili mahkemelerin tüm hâkim ve savcılarının derhal emsali hâkim ve savcılarla değiştirilmesi gerektiğini, aksi takdirde cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatının güvencede olmadığını söylemektedir! Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı: ‘Son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan Fethullah Gülen cemaatidir, onlardan bilgi alan da, onlar adına konuşan da cemaatin adamlarıdır. Tarafsız basın mensubu, devletin polisi, savcısı numarasını artık kimse yutmasın, bu işler Emniyet ya da hukuk adına yapılmıyor, cemaatin planı ve programı doğrultusunda cemaatin talimatı ile gerçekleştiriliyor.’ demektedir. Türkiye’de adaletin uzun zamandır çürümekte olduğunu, ama bu süreçte yok edildiğini belgelemekte, ve eklemektedir: ‘Böyle giderse iş adaletten çıkacak ve insanlar silaha sarılacak.’ Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Bütün bu açıklananlar uzun bir süredir belli bir kesim tarafından net olarak bilinmekle birlikte, Hanefi Avcı’nın, bir emniyet müdürünün, uzun ve itibarlı bir kariyer sahibi bir güvenlik görevlisinin bu açıklamaları, Türkiye’nin her köşesinde yankılanmalı, ayrıntılarıyla bilinmelidir. Yaygın medya 3 maymunu oynasa da bu kitabı, bu açıklamaları her Türk vatandaşının bilmesi sağlanmalıdır. Türkiye tarihinin en tehlikeli dönemecindedir. Yedi Düvel’in önümüze sürdüğü bu referandumla ‘altın vuruş’ planlanmıştır. Bu referandum oyunu, ABD damgalı bir cemaat ve bir terör örgütünün ASIL AMAÇLARINA ulaşmak için kullandığı bir arayoldur. Asıl amaç, ‘Amerikan tipi islam’ ile halkın koyunlaştırılarak, başına her gelene kafa sallaması, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin küresel çetenin bir eyaleti olması, kukla Kürdistan’ın petrol ve maden havzasına kurdurulmasıdır. Bu referandum değil, Hasan Demir’in deyişiyle FEDE/RANDUM’dur. Türk devletleri asırlardır, binlerce oyunu BERTARAF ederek bugüne geldi. Hanefi Avcı ve açıklamaları bir işaret fişeğidir! Bu açıklamalar ve belgeler, onun gibi her şeyi bilen ama susanlara konuşma gücü verecektir! Ve 20 gün sonra, Türkiye’nin bekasına kastedenlere ‘HAYIR!’ denecektir. ABD’ye ve içerdeki uzantılarına, Cemaate, PKK’ya, TESEV’e ve batının tüm sırtlanlarına İNAT!
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
![]() |
![]() |
![]() |
#332 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ŞAHBEY Şuan
![]() Son Aktivite: 08.10.2010 14:10
Üyelik Tarihi: 16.07.2010
Yaş: 62
Mesajlar: 868
Tecrübe Puanı: 632
![]() |
![]() yazık ki ne yazık kendi teşklilatına bukadar çamur atan bir insana nasıl güvenilir bu kimki bunun için hükümet istifa etsin.bir zamanlar BAYAN ERDOĞANI neden nasıl dinlediğini anlatsa daha iyi olurdu..
__________________
حمد لله رب العلمين Elhamdü lillâhi rabbil'alemin..... |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı ŞAHBEY'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#333 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() LaEdri Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1304
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() İddia ve koskoca bir hükümetin istifası ha..
![]()
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52) |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar LaEdri'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#334 |
Yeni Yiğido
![]() ![]() AVUKAT_ Şuan
![]() Son Aktivite: 25.08.2010 15:31
Üyelik Tarihi: 09.08.2010
Mesajlar: 8
Tecrübe Puanı: 0
![]() |
![]() Bir efsanenin sonu mu? Hanefi Avcı niçin bu kitabı yazdı?
Taraf muhabiri Mehmet Baransu, "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabıyla gündeme gelen tartışmaların perde arkasını sorguladı. İşte yazısı: BİR EFSANENİN SONU MU? Hiç kuşkusuz dünün en flash haberi Hanefi Avcı'nın yazdığı kitapta iddia ettiği olaylardı. "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitapta, devleti Fethullah Gülen cemaatinin ele geçirmeye çalıştığını söylüyordu Avcı. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Erzincan iddianamesi, Danıştay saldırısı başta olmak üzere yargıya yansımış olayların birçoğunun içi boştu ona göre. Kamuoyu bu iddialar karşısında ne düşündü bilmem ama ben kendi adıma "bir efsanenin sonunun" böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Bu olayların bir bölümünün kamuoyuna yansımasını sağlayan kişi bendim. Haber kaynaklarımı çok iyi tanıyordum. Tanıdığım askerlerin hiçbiri kendisinin iddia ettiği gibi isimler değildi. Üstelik bu isimler cuntacı komutanlarının yanı sıra cemaat hakkında da kendisinden daha ağır ifadeler kullanıyorlardı. Darbe planlarını bilen ilk kişiydi Kitaptaki iddiaları doğrusu şaşkınlıkla karşıladım. Şaşkındım çünkü yüzlerce nedenim vardı. Avcı'nın 2000 sonrası görev aldığı faaliyetleri, kendisine yakın olan isimler başta olmak üzere, askerlerden dinlemiştim. 2003-2005 yılları aralığında Türkiye'nin geçtiği süreci, Karargâh ve 1. Ordu'da yapılan planları gün gün bilen isimlerden biriydi Avcı. Bugün inkâr ettiği Balyoz'u, 'Sarıkız'ı, 'Ayışığı'nı, 'Eldiven'i, Ergenekon'u kamuoyundan yıllar önce biliyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 2003'te uyaran isimdi kendisi. Gazetecilere, Ergenekon yapılanmasını, Balyoz'u, darbe planlarını Sabri Uzun'la birlikte nasıl önlediğini yıllar önce yüzlerce kez anlatmıştı. Hatta Hürriyet gazetesinden bir isme bazı belgeleri veren de kendisiydi. Kitabı dün hızlı bir şekilde gözden geçirdim. Ergenekon ve Balyoz darbe planlarının içinin boş olduğunu kitabının kimi yerlerinde iddia eden Avcı, kitabın bazı bölümlerinde ise bu operasyonları önemsediğini vurguluyordu. Kendi içinde bu çelişki acaba nasıl açıklanabilirdi? Avcı, özellikle darbe planlarıyla ilgili bir takım iddialarda bulunuyordu ama isim, yer, zaman vermekten nedense kaçınıyordu. Ergenekon savcılarına bilgiyi veren kimdi? Kitabı okudukça geçmişe yolculuk yaptım. Kafamda yüzlerce olay ve soru işareti belirmeye başladı. Avcı bugün söylediklerinin tam tersini geçmişte dile getirmiş, üstelik Erdoğan'a bu olaylarla ilgili belgeler sunmuştu. Bununla da yetinmemiş, siyasetçiler, bürokratlar ve özellikle de gazetecilerle yüzlerce toplantı yapmış, belge bilgi paylaşmıştı. Bugün içi boş dediği Ergenekon soruşturmasındaki Karargâh Evleri soruşturmasını ilk kez gündeme getiren kişi kendisi değil miydi? Trakya MİT Bölge Başkanlığı'nın istihbarat raporunu dikkate alıp, Trakya'da soruşturma yapmıştı. Ergenekon savcılarına soruşturmalarla ilgili tanık olarak bilgileri kim vermişti acaba? "Cami bombalama timleri gibi saçma sapan iddialar" ifadesini kitabında kullanmasına rağmen, Fatih-Çarşamba'yı askerlerin havaya uçuracağı bilgisini geçmiş yıllarda nasıl elde etmişti? Bu bilgiyi öğrenmek için kullandığı istihbarat tekniği neydi? Kimlerle bunları paylaşmıştı? Peki ne olmuştu da Hanefi Avcı bir anda kırılma yaşamıştı? Dün savunduğu olayları bugün bir cemaatin komplosu olduğunu iddia edecek noktaya gelmişti? Yaşadığı kırılma noktaları Hanefi Avcı yaklaşık yedi yıldır bir kırılma evresindeydi. İlk kırılma anı, Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü görevinden alınmasıyla gerçekleşti. Dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun cemaate yakınlığından dolayı cemaatin kendisine operasyon yaptığını düşünüyordu. Ancak unuttuğu iki nokta vardı. Beyaz Enerji Operasyonu sonrası Ağrı'da yaptığı operasyonla AKP'nin ayağına basmıştı. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun oğlu Murat Aksu'yu gözaltına almaya çalışması ise ipleri koparmıştı. Avcı adına ikinci kırılma anı Sabri Uzun'un İstihbaratın başından alınması oldu. Avcı, Uzun, Emin Aslan ve Mustafa Gülcü iyi arkadaşlardı ve mümkün olduğunca birlikte hareket etmeye çalışıyorlardı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın uyuşturucu baronuyla makamında görüşmesinin ardından tutuklanması kırılmayı derinleştirdi. Avcı, bu işi cemaatin yaptırdığına inanıyordu. Aslan'a kefil olduğunu kamuoyuna açıkladı. Savcılığa verdiği ifadede ise geri adım attı. "Emin Aslan yapmamıştır diyemem" noktasına geldi. MİT'in başına geçmek istedi Hanefi Avcı açısından son kırılma ise beklediği dört makamla ilgili oldu. Önce Emniyet İstihbarat Başkanlığı görevine atanmak istendi. Ardından Celalettin Cerrah'ın yerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelmeye çalıştı. Burası olmayınca bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü için kulisler yaptı. En önemli ve son hamlesi ise MİT'in başına geçmek istemesiydi. Türkiye'de bu makama gelebilecek tek kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Tüm bu beklediği makamlar olmayınca Avcı, cemaatin kendisinin önünü tıkadığını düşündü. Askerlerin YAŞ sürecinde eski konuma gelip, kendilerinden hesap soracağını analizinde bulunmasıyla da askere yakın durmaya çalıştı. Dün savunduğu hatta tanık olarak savcılara belge ve ifade verdiği olayları, bugün inkar etmeye başladı. Hanefi Avcı için son kırılma noktası, beklediği dört makamla ilgili oldu. Avcı, MİT'in başına geçmek istiyordu. Kitapla ilgili haberlerin gazetede yer alması üzerine Hanefi Avcı'yı aradım. Kendisinden röportaj talebinde bulundum. Avcı "bir hafta sonra görüşelim" dedi. Umarım yazdıklarımdan ve tartışmalardan dolayı Avcı sözünden caymaz. 2003-2005 yılları arasında bizzat içinde bulunduğu darbe planlarını engelle süreciyle ilgili yer, zaman ve mekan belirterek soracağım yüzlerce soruya cevap verir. Mehmet Baransu / Taraf |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı AVUKAT_'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#335 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ŞAHBEY Şuan
![]() Son Aktivite: 08.10.2010 14:10
Üyelik Tarihi: 16.07.2010
Yaş: 62
Mesajlar: 868
Tecrübe Puanı: 632
![]() |
![]() HANEFİ Avcı'nın ortalığı karıştıran, büyük yankı uyandıran kitabını aldım...
Okuyorum... Okuyanların yaptığı özetlere bakıyorum... Gazetelere yansıyan “bomba iddialar” başlıklı bölümlerin altını çiziyorum. Sonuçta Hanefi Avcı'nın söyledikleri aşağı yukarı şunlardır: - “Türkiye'yi artık Fethullah Gülen cemaati yönetiyor...” - “Her tarafa sızmış durumdalar...” - “Polisi ele geçirdiler...” - “Yargıyı ele geçirdiler...” - “Türkiye bir cemaat ülkesi haline geldi...” - “Ergenekon cemaat işi...” - “Baykal'ın kasedi cemaat işi...” * * * Bunlar “yeni”, “hiç bilinmeyen”, “bu zamana kadar hiç duyulmamış” şeyler değil. Cepheleşmiş Türkiye'de, epey süredir bir tarafın inandıkları ve inanmak istedikleri türden iddialar... Açık söyleyeyim: Bazen öyle gelişmeler oluyor ki, ben de bu türden bir kuşku denizinin içinde buluyorum kendimi. Ama yine de “Her taşın arkasında cemaat var” yaklaşımının kolaycılığına kendimi teslim etmek istemiyorum. Daha doğrusu bu tür “kestirme” yaklaşımların hiçbir sorunu çözmediğine, çözemeyeceğine inanıyorum. İşte bu nedenle Hanefi Avcı'nın kitabına can simidi gibi sarıldım. Ondan kuşkuları dağıtmasını, olayı somutlaştırmasını bekledim. Fakat ne yazık ki... Hanefi Avcı'nın kitabı, ne “kasabanın sırrı”nı açığa çıkarmayı sağlıyor, ne de bir “şehir efsanesi”ni somut gerçeğe dönüştürebiliyor. Kitap baştan sona... İnançlar, kanaatler, kanılar, sanmalar üzerine kurulmuş... Somut tek bir suçlama, tek bir delil, tek bir kanıt, tek bir isim yok. * * * Hanefi Avcı, bizdeki “Sanıktan delile gidilir” anlayışını “Delilden sanığa gidilir” anlayışıyla değiştirmek için çaba sarf etmiş değerli bir polis şefidir. Keşke aynı yöntemi, kitabında da deneseydi de, “sonuçtan delile gitmek” yerine “delilden sonuca gitme” anlayışına sadık kalabilseydi. Yani “Her taşın altında cemaat var” tezine uygun kanaatler ve iddiaları bulmak için çırpınacağına... Önce kanıtlar ve delilleri bulsa, sonra da “Her taşın altında cemaat var” yargısına ulaşsaydı... Çok daha inandırıcı, çok daha ikna edici ve çok daha hayırlı bir hizmet yapmış olurdu... AHMET HAKAN ...
__________________
حمد لله رب العلمين Elhamdü lillâhi rabbil'alemin..... |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı ŞAHBEY'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#336 |
Yeni Yiğido
![]() ![]() AVUKAT_ Şuan
![]() Son Aktivite: 25.08.2010 15:31
Üyelik Tarihi: 09.08.2010
Mesajlar: 8
Tecrübe Puanı: 0
![]() |
![]() eğer iddialarla hüküm veriyorsak bu da bir iddiadır sayın abircan... sadece bir emniyet müdürü bir cemaat hakkında bir kaç yazı yazdı diye hükümetin istifasını istemek ne kadar orantılıdır. acaba bu teknik ölümü gösterip sıtmaya razı etmek midir? sanırım bu ilkede artık kimsenin ölümden korkusu kalmadı... sayın kılıçdaroğlu hakkında sgk genel müdürlüğü yaptığı sırada bi dünya yolsuzlukla adı geçen kurumu batırdığı idiları dolaşıyor ki duymayan yoktur bu sözü edilen genel başkanın tatmin edici bir açıklaması mı vardır... 28 şubat sürecinde refah yol hükümetinde ali kalkancı ve hükümetinin ülkeyi şeriata götürdüğü ve mevcut iktidarın iş birliği içinde olduğu iddiası vardı. ne oldu konuyla ilgili AİHM nin kararını da ekleyeceğim. yarın bende kalksam sayın kılıçdaroğlu veya devlet bahçeli veya herhangi bir siyasi iktidar hakkında bir kitap yazsam ve ağır suçlamalarda iddialarda bulunsam hemen istifa mı edecek söz konusu kimseler. lütfen biraz makul olalım aslında hanefi avcının kitabında fetullah gülen cemaati ile ilgili öenmli iddilar var ancak bu iddiaların araştırılması ve gerçeğin ortaya çıkması hepimizin temennisidir. nasıl ki hanefi avcıya hemen yazdıklarından dolayı kahraman büyük türk diyemeyeceksem, fetullah gülen cemaatine de sütten çıkmış ak kaşık diyemem ama bu kitaba karşı bu iddia çok ağır...
|
![]() |
![]() |
![]() |
#337 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ŞAHBEY Şuan
![]() Son Aktivite: 08.10.2010 14:10
Üyelik Tarihi: 16.07.2010
Yaş: 62
Mesajlar: 868
Tecrübe Puanı: 632
![]() |
![]() MİT'in başına geçmek istedi
Hanefi Avcı açısından son kırılma ise beklediği dört makamla ilgili oldu. Önce Emniyet İstihbarat Başkanlığı görevine atanmak istendi. Ardından Celalettin Cerrah'ın yerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelmeye çalıştı. Burası olmayınca bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü için kulisler yaptı. En önemli ve son hamlesi ise MİT'in başına geçmek istemesiydi. Türkiye'de bu makama gelebilecek tek kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Tüm bu beklediği makamlar olmayınca Avcı, cemaatin kendisinin önünü tıkadığını düşündü. Askerlerin YAŞ sürecinde eski konuma gelip, kendilerinden hesap soracağını analizinde bulunmasıyla da askere yakın durmaya çalıştı. Dün savunduğu hatta tanık olarak savcılara belge ve ifade verdiği olayları, bugün inkar etmeye başladı. Hanefi Avcı için son kırılma noktası, beklediği dört makamla ilgili oldu. Avcı, MİT'in başına geçmek istiyordu. ..... İŞTE İHTİRASIN SONU BU BUNE KİN kardeşim alamadım tü kaka yazıkki ne yazık bu ÜLKEDE çalışana iftira etmek marifet beğenmedin kinin var hemen f tipi dersin olur biter bir zamanlar onunda adı f tipi listelerde varmış nede çabuk unutmuş tüü
__________________
حمد لله رب العلمين Elhamdü lillâhi rabbil'alemin..... |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar ŞAHBEY'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#338 |
Yeni Yiğido
![]() ![]() AVUKAT_ Şuan
![]() Son Aktivite: 25.08.2010 15:31
Üyelik Tarihi: 09.08.2010
Mesajlar: 8
Tecrübe Puanı: 0
![]() |
![]() AİHM, tarikat adına kendisine başvuran 127 davacının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) tarafından güvence altına alınmış din özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna vardı.
İhlale neden olan olay 20 Ekim 1996 tarihinde Ankara'da yaşanmıştı. Türkiye'nin dört bir yanından gelip kendilerine has dini kıyafetlerle Ankara Kocatepe camisinde toplanan tarikat üyeleri, daha sonra kent içinde gösteri yapmışlar, çıkan olaylar sonrasında da gözaltına alınmışlardı. Siyah türbanlar olay oldu Davacılar hakkında dönemin 3713 sayılı terörle mücadele kanunu çerçevesinde Ankara DGM'de dava açılmış, davacıların duruşmada başlarındaki siyah türbanları çıkarmaması da olay olmuştu. Sanıkların her biri dava sonunda 28 Kasım 1925 tarihli şapka kanunu ile 3 Aralık 1934 tarihili kılık kıyafet kanununa aykırı davrandıkları gerekçesiyle iki ay hapis ile o dönem yaklaşık 2,4 Amerikan dolarına tekabül eden para cezasına mahkum edilmişlerdi. Karar sonrasında AİHM'ye başvuran davacılar, haklarındaki mahkumiyet hükmünün, kıyafetleriyle dini inançlarını ifade etmelerini engellediğini savunup, AİHS'nin din özgürlüğüyle ilgili maddesinin ihlal edildiği tezini işlemişlerdi. Türk hükümetinin, davacıların, "dini inançları nedeniyle değil, mahkeme önündeki tavırları nedeniykle mahkum edildikleri" tezini inandırıcı bulmayan AİHM, davacıların tezlerine hak verdi. AİHM'nin, davaya bakan 7 yargıçlı İkinci Dairesi'ndeki 6 yargıç, davacıların din özgürlüklerinin ihlal edildiği soncuna vardı. Mahkemenin gerekçeli kararında, davacıların sıradan vatandaşlar oldukları, kamusal hizmet veren devlet memuru olmadıkları ve bu nedenle kendilerinden dini inançlarını ifade ederken ihtiyatlı davranmalarının istenemeyeceği belirtildi. Kararda, davacıların dini inançlarını spesifik bir kıyafetle ifade etmelerinin kamusal düzen veya şahıs üzerinde tehdit ya da risk oluşturduğuna dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığını da not etti. Bu gerekçelerden yola çıkan AİHM, davacılara getirilen kısıtlamanın inandırıcı olmadığına ve bu nedenle Ankara'nın AİHS'nin din özgürlüğüyle ilgili 9'uncu maddesini ihlal ettiğine hükmetti. |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar AVUKAT_'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
#339 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖnceVatan_58 Şuan
![]() Son Aktivite: 15.07.2012 08:54
Üyelik Tarihi: 03.05.2008
Mesajlar: 3.605
Tecrübe Puanı: 988
![]() ![]() |
![]() Uzun lafın kısası sayın avukat bey Başarılı bir Emniyet Müdürünün Gerçekleri görüp Kitap yazmasını sadece idda ve gerrçek dışı olduğunu öne sürüyor, ama iki tane ne olduğu belli olmayan iki tane gizli tanık bulup iddialarını gerçekçmiş gibi gösterip ergenekon sanıkalrını birer suçlu olarak gösteriyorsunuz.
Bu meslek ahlakına ters gelmiyormu sizce? |
![]() |
![]() |
![]() |
#340 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ŞAHBEY Şuan
![]() Son Aktivite: 08.10.2010 14:10
Üyelik Tarihi: 16.07.2010
Yaş: 62
Mesajlar: 868
Tecrübe Puanı: 632
![]() |
![]() kendine güvenen bir kişi istediğini alamayınca sağa sola çamur atmaz yukardaki yazıları iyi okuyalım...kendine görev verilir teşkilatta görev istenmez...adamın başka palanları var anlaşılan
__________________
حمد لله رب العلمين Elhamdü lillâhi rabbil'alemin..... |
![]() |
![]() |
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki Kullanıcılar ŞAHBEY'e Teşekkür Ediyor... |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Çarşaflı partililer CHP rozetlerini iade etti | ErdalGüler | Dünya ve Türkiye'den Haberler | 31 | 24.05.2011 09:07 |
Yeni bir Anayasa hazırlanmalı | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 12 | 07.08.2008 14:31 |
Kapatmayı bitirecek teklif | fertelliyim | Arşiv | 5 | 28.03.2008 10:57 |
-->Sivil anayasa taslağı | ceylankimya | Arşiv | 53 | 21.03.2008 21:27 |
Anayasa taslağımız ABD'lilere anlatıldı | abircan | Arşiv | 4 | 05.03.2008 14:48 |