![]() |
#51 | ||||
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1053
![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
1970lerde amerikaya katil katil diye türkü söylediği için hapis yatmış onurlu bir türk ozanı, çağımızın pir sultanıydı şimdiki sanatçılar onun apdest suyu bile değil
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
||||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#52 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sweetgirl Şuan
![]() Son Aktivite: 01.05.2015 23:50
Üyelik Tarihi: 13.08.2005
Mesajlar: 3.307
Tecrübe Puanı: 1074
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() yeniden forum kurallarini hatirlayalim isterseniz gördügüm kadari ile cogu kurallari unutmus Forum Kullanıcı Kuralları Saygıdeğer Sivaslilar.Net Forum Kullanıcıları, Forum ortamımız ciddi, düzeyli, saygın bir üsluba sahip olup, pek çok yönüyle alışagelmiş internet sitelerinden farklılık gösterebilir. Forum katılımcılarının bu ortamda hareketleri, bu ortamda yapılmak istenenlere saygı göstermeleri bizler için çok önemlidir. Bu yüzden internet kullanıcılarının, buraya internette dolaştıkları herhangi bir siteye olduğu gibi üye olmamalarını ve özellikle internet ortamında kendini "gereğinden fazla rahat" , "kurallardan bağışık hisseden" konuklarımızın forum alanlarımızda seneler içinde oluşan bu düzene alışmakta büyük güçlük çekebileceğinin önemle altını çizmek istiyoruz. Saygın ve ciddi bir ortamda yardımlaşmak, haberleşmek, kendi bildiklerini diğer katılımcılarla paylaşmak isteyen, sitemize ve forum alanlarımıza düzenli katılımda bulunacağı inancını taşıyan konuklarımızı üye olarak aramızda görmek istiyoruz. Artan üye sayımızla beraber, forum kurallarına eklemeler yaptık. Bu eklemeler daha medeni, daha rahat tartışabilmek, fikir alışverişinde bulunmak amacıyla yapılmıştır. Hakaretin kime yapıldığı önemli değildir. Kendinize sarf edilmesini hakaret olarak gördüğünüz, eşiniz, çocuğunuz, anneniz, babanız ve dostlarınız arasında kullanmadığınız kelimeleri forumda da kullanmayınız. Sizinle aynı fikirde olmayan kişileri Sivaslı olmamakla itham etmeyerek, onlara kendi fikirlerinizi anlatınız. Her Sivaslı aynı fikirde olmayabilir. Forumda cezaları yalnızca Admin verir. Kullanıcıların hepsi eşittir. Hiçbiri bir diğerini cezalandıramaz. Forum adabının; yöneticiler olarak bizlerin, siz kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek için korumamız gerek en önemli olgu olmasından ve Forum adabının korunmasının Forumları’nın kalitesinin sürdürülmesinde çok büyük önem arz ettiğinden, üyelerimizin bu konuda hassasiyet göstermelerini özellikle rica ederiz. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR |
![]() |
![]() |
![]() |
#53 | |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() fertelliyim Şuan
![]() Son Aktivite: 02.10.2011 17:21
Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 763
![]() |
![]() Alıntı:
![]() ![]() ![]()
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>> "Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin" [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#54 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1053
![]() ![]() ![]() |
![]() allahın evi taş toprağın biraraya geldi yer değil, kanın etin kemiğin tırnağın beynin biraraya geldiği insan bedenidir, hergün hiç durmadan atan yüreğindir, beynindir, bunu hiç unutmayın
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#55 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1053
![]() ![]() ![]() |
![]() Tufan TÜRENÇ
tturenc@hurriyet.com.tr Biz tartışıyoruz, atı alan Üsküdar’ı geçiyor KÜRESEL krizin tehlike sinyallari sıklaştı. Ekonomi uzmanları bundan en fazla etkilenecek ve ekonomik depreme uğrayacak ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini söylüyor. İş çevreleri hükümeti sürekli uyarıyor: Acil önlemler alın. İç piyasada dar boğaz giderek büyüyor. Ekonomik performans düşüyor. Büyüme hızı yavaşladı, rekabet gücü geriliyor. Enflasyon yükseliyor. Binlerce firma kapanıyor. İşsizlik artıyor. Cari açık giderek büyüyor. Dışardan daha fazla kaynak bulmak zorunlu hale geliyor. Avrupa Birliği ile ilişkiler durdu. IMF ile ilişkiler belirsizlik içinde. Aman mali disiplini bozacak düzenlemelerden kaçının. Yerel seçimlerde denetim dışı harcamalar yapmayın. * * * Başbakan Erdoğan bunları dile getirenleri o bildiğimiz üslubuyla tersliyor: "Ne yapacağımızı sizden mi öğreneceğiz." Sonra da çıkıyor kürsüye, 13 milyon insanın yoksulluk, 600 bin insanın da açlık sınırı altında yaşadığını unutarak ekonomide pembe tablolar çiziyor. Halkı aldatıyor. Sadaka ekonomisi uygulayarak oy almaya devam edeceğini hesaplıyor. İyi güzel de bu yalancı politika nereye kadar gidecek? Türkiye duvara toslayana kadar. Peki sonra ne olacak? Bu kötüye gidişi gizlemek için Başbakan sürekli olarak gündemler yaratıp hepimizi tartıştırıyor. "Türban" diyor. Kadınlara "En az üç çocuk doğurun" diyor. "Katili devlet değil, ancak maktulün ailesi affeder" diyor. Biz bunları tartışırken o ülkeyi istediği gibi yönetiyor. Ne ekonomide olup biteni, ne yolsuzlukları, ne devletin ele geçirilmesini, ne rejimin canına okunmasını görüyoruz. * * * Bu da yetmiyor Genelkurmay’la muhalefet de birbirine girerek Tayyip Bey’in işini kolaylaştırıyor. Tartışma tam durulacağı sırada yapılan gereksiz konuşmalarla yeniden alevleniyor. Ben Deniz Baykal’ın konuşmasını baştan sona dikkatle dinledim. Genelkurmay Başkanı’nın bu konuşmayı niçin vatan hainliği ve seviyesizlik olarak değerlendirdiğini anlayamadım. Tartışmayı uzatmasının nedenini ise hiç anlayamadım. Laik, demokratik rejim zor bir dönemden geçiyor. AKP Türkiye’nin üzerine Amerika’nın da telkini ve desteğiyle İslam şalını alıştıra alıştıra geçiriyor. Atatürk’ün başlattığı aydınlanma devrimini yavaş yavaş karartıyor. Ülkenin sosyal yaşamını dinsel esaslara göre yeniden şekillendiriyor. Çağdaş eğitimi, dini eğitimle sulandırıyor. Yabancı fonlar ve tarikatlar eliyle beslenen bir sürü aydın bu geri gidişe destek veriyor. Ülke ayağımızın altından kayıp gidiyor. Bütün bu olup bitene karşın biz ne yapıyoruz? Bol bol tartışıp birbirimizin kaşını gözünü yarıyoruz. Öte yandan atı alan da Üsküdar’ı geçiyor
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#56 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1053
![]() ![]() ![]() |
![]() 12 Mart 2008
Bekir COŞKUN bcoskun@hurriyet.com.tr Kendiliğinden memleket... İKTİDAR bir şey yapmıyorsa, bence bekliyor ki ekonomi kendiliğinden düzelsin. Kişi başına milli gelir bir gecede 1750 dolar nasıl arttı: Kendiliğinden... Nüfusumuz bir günde 2 milyon nasıl azaldı: Kendiliğinden... Nüfus azalınca kişi başına düşen gıda tüketimi miktarı kendiliğinden arttı mı? Arttı... Başbakan "En az üç çocuk doğurun" derken, bu ekonomik zorluklar içinde o çocukların nasıl büyüyeceğini de açıkladı mı size: "Kendiliğinden..." * Kimse söylemeden Kuzey Irak’tan kendiliğimizden çekildik, artık biliyorsunuz. Gururla açıklanmıştı; girişimiz de kendiliğindendi. Muhalefet, iktidar dururken Genelkurmay Başkanı’nın kendiliğinden konuşmasından şikáyetçi. Genelkurmay Başkanı ise o zehir-zemberek bildiriyi kendiliğinden yazdığını açıkladı. Şimdi muhalefet bekliyor: Genelkurmay Başkanı kendiliğinden sussun... * Tarihimize bakın; milletin haberi yoktu, cumhuriyet kendiliğinden gelmişti. Şimdi de cumhuriyet kendiliğinden gidiyor. Dinci rejim kendiliğinden geliyor diyorlar. Kendiliğinden memlekettir burası. Siz zahmet etmeyin. Sesinizi yükseltmeniz, başınızı kaldırmanız, tepki göstermeniz, hatta ilgilenmeniz gerekmiyor. Oturun... Seyredin... Öyle sinip, pısın... Her şey kendiliğinden düzelirse düzelir. Nasıl ki çalışmadan, alın teri dökmeden, didinmeden, kafa yormadan kendiliğinden zengin olmak istiyorsa bu millet... Ortaçağa dönmüş bir toplumun bireyleri olarak da kendiliğinden adam yerine konulmayı bekler durur... Kendiliğinden memlekettir burası... Bakın; böyle bir topluma rağmen, Türkiye hálá ayakta durabiliyor, kendiliğinden...
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#57 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() abircan Şuan
![]() Son Aktivite: 21.01.2015 09:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1053
![]() ![]() ![]() |
![]() Özdemir İNCE
AKP’nin gündelik hayat zorbalığı AKP iktidarının "liberal demokratlarca" kuşkuya değer bulunmayan "saklı amaçlarını" bazı ipuçlarından hareketle tahmin edebiliriz. Bunlardan birisi de içkidir. Şaraptan alınan ÖTV’yi dayanılmaz oranlara çıkartıp, üreticiyi bağlarını sökmeye zorlayan AKP, şimdi de içki içilen ve satılan yerlere karşı amansız bir savaşa girmiştir. Örneğin 14.10.2005 günlü bir genelge ile İçişleri Bakanlığı içkili yer bölgelerini şehir dışına çıkarmaya başlamış, basında "kırmızı bölgeler" diye adlandırılan bu girişim epey yankı yapmıştı. ALKOL TERÖRÜ Ankara Barosu’nun Danıştay’da açtığı dava, 8. Daire’nin 07.03.2007 gün ve 2005/6261; 2007/1246 sayılı kararıyla kabul edilerek genelge iptal edilmiştir. Kararda, "Yönetmelikte yer verilmeyen kısıtlamaların genelge ile getirilmesi, içkili yerlerin tecrit anlamında şehir dışına itilmesi sonucu vereceğinden içerik yönünden hukuka aykırı" bulunmuştur. Dini mesajlar çağrıştıran bu girişimlerinin özellikle Anadolu kasabalarında "mülki idare baskısı" yarattığı, neredeyse içki içilecek yer bulunan şehir, kasaba kalmadığı bilinmektedir. Tabii AKP’li belediye ve diğer kurumların lokallerinde alkol terörü uzun zamandır sürmektedir. Son olarak da, spor kulüplerinin lokallerine yönelik "koruyucu" (!) önlemler devreye girmeye başlamıştır. OYSA KAZANILMIŞ HAK Dernekler Kanunu’nun 26. maddesinde "...dernek lokallerinde alkollü içki kullanılması ve bu tesislerin işletilmesi mülki idare amirlerinden izin almalarına bağlıdır" denilmektedir. İçişleri Bakanlığı 01.04.2005 tarihinde yayınladığı ve 01.04.2008’de yürürlüğe girecek bir genelgeyle, "Gençlik Spor veya Gençlik ve Spor kulüplerinin sosyal amaçlı tesisleri ile lokallerinde alkollü içki kullanılmasına izin verilemez" hükmünü getirmişti. İlk bakışta gençleri içkiye özendirmemek için masum bir önlem gibi görünen bu girişim uygulamaya girdiğinde, örneğin Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin Kalamış ve Kuruçeşme’deki tesislerinde içki içilemeyecektir. Aynı şey TED, ENKA, Ankara 19 Mayıs, Kavaklıdere Sporting Tenis Kulüplerinde ya da Briç, Satranç, Atlı Spor kulüplerinde de yasaklanabilecektir. Halbuki şu anda hepsinin içki ruhsatı mevcuttur ve bu ruhsatlar süresizdir, kazanılmış haklar söz konusudur. SAVAŞIN BİR CEPHESİ Bu lokallerde veya sosyal tesislerde 18 yaşın altında genç sporcuların bulunması ve içki içenlerle birlikte olması esasen hemen hemen olanaksızdır. Önemli bir bölümünün lokali ile spor yapılan sahaları ayrı ayrı yerlerdedir. Lokal ile spor alanlarının aynı yerde olduğu derneklerde ise "18 yaşın altındaki sporcuların" bu lokallere girmesi esasen yasaktır. Asıl amaç (!) anlaşılan bu derneklerin üyesi yetişkinleri içkiden ve günah işlemekten korumaktır. Teknik hukuk açısından sakat ve iptale mahkûm bu girişim tıpkı türban ve imam-hatip fesatlarında olduğu gibi Cumhuriyet’e karşı başlatılan amansız savaşın cephelerinden biridir. Küçük bir hukuk bilgisi: Yasalar Anayasa’ya, yönetmelikler de yasalara aykırı olamaz! Yasa hiçbir yasak getirmemişken, yönetmelikle yasak getirmek hukuk bakımından çok açık sakatlık olup kişi özgürlüklerine ağır bir tecavüzdür. Gündelik hayat da türban savunucusu liberal demokratların ilgisine mahzar olmayı beklemektedir, efendim!
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#58 |
Moderator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arif Coşkun Şuan
![]() Son Aktivite: 10.05.2016 18:12
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 62
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() KANALTÜRK
AKP iktidari, mecliste en büyüktür. AKP iktidari, cumhurbaskani, baskomutan, basbakan, bakan, danisman, genel müdür, müdür, memurkadrolarini doldurduguna göre devlet ne kadar büyükse, o kadar büyüktür. Keyfine göre Anayasa yaptirdigina bakilirsa, devletten de büyüktür. Keyfine göre yargiç, savci atadigina, istedigi yasayi çikarip, var olani keyfine uydurduguna ve keyfine uymayan mahkeme kararlarina da uymadigina göre, hukuktan bile büyüktür! Medyanin yarisi AKP'li olup, diger yarisi da susta durduguna göre, AKP iktidari, medyadan çoook daha büyüktür... Ne var ki AKP Iktidari, büyüklügüne bir türlü inanamiyor, sindiremiyor, tasiyamiyor, kendisini küçük görüyor ki hâlâ Kanaltürk'le ugrasiyor. Ugrastikça da kendini küçültüyor. Kanaltürk nedir? Bir avuç gözü kara "deli gönül"ün, varlarini yoklarini ortaya koyup, inandiklarini dile getirip düsündüklerini söyledikleri, AKP'ye sert muhalefet yapilan, ama karsit görüslere de yer veren, birbirinden donanimli ve yetenekli insanlarin, bes aydir maas almadan, özveriyle çalistiklari bir televizyon kanali. Bir özelligi var: Çok seyrediliyor. Vay sen misin etine buduna bakmadan AKP'ye kafa tutmaya kalkan dendi ve Büyük AKP Iktidari, küçücük Kanaltürk'ü "bitirme" planinda önce Maliye'yi kullandi. Onlarca müfettis bir yildir ablukaya aldi kanali. Yetmedi, reklam verenlere tek tek telefon açtirildi, gözdagi verdirildi. Derken RTÜK sopasi devreye girdi, dünya medya tarihine geçecek cezalar kesildi. Son darbeyi, üç gün boyunca reklam yasagiyla indirdiler. Neymis efendim? Yolsuzluk ve Yoksulluk programinda bir tekzip 20 saniye sonra döndürülmüs. Ama döndürülmüs, hem de gecikmeden dolayi özür dilenerek bir kez daha döndürülmüs. Hiçbir biçimde cezayi hak etmiyor Kanaltürk. Hele 20 saniyelik bir gecikmeye, üç günlük reklam kesintisi, insafsiz bir infaz! Infazci niçin RTÜK? Çünkü Tuncay Molloveisoglu, ki bence Ugur Mumcu'dan sonra Türkiye'nin en iyi arastirmaci gazetecisidir, Yolsuzluk ve Yoksulluk programinda Almanya'daki Deniz Feneri Dernegi ve Kanal 7'ye yapilan baskinla tutuklanan yöneticilerini gündeme getirdi. Alman polisi, Deniz Feneri'nin "yoksullara yardim" diye topladigi 14 milyon euro'nun kayip oldugunu ve bu paradan 7 milyon euro'nun Kanal 7'nin Almanya subesi Euro 7'ye aktarildigini tespit etmisti! Ama Tuncay Mollaveisoglu arastirmayi derinles tirince: RTÜK baskani Zahit Akman'in Kanal 7'nin kuruculari arasinda olup, bu görevinden ancak RTÜK üyesi seçildikten sonra 30 Eylül 2005'te ayrildigi ve... Kanal 7 hisselerini Alman polisi tarafindan tutuklanan Deniz Feneri Dernegi Baskani Mehmet Gürhan'a devrettigi, iddiasina da ulasti. Hem de belgeleriyle! Belgelerle destekli bu iddia, CHP'li Milletvekili Emin Koç tarafindan meclis gündemine tasindi ve Devlet Bakani Besir Atalay'in önünde soru önergesi olarak duruyor. Zahid Akman'in RTÜK'ü, iste baskanina yönelik bu yolsuzluk iddiasi yüzünden infaz ediyor, Kanaltürk'ü. Ve iddianin ucu kimbilir kimlere dayaniyor ki kaybolan 14 milyon euro'luk "yoksul yardim" larinda, Büyük AKP Iktidari da Kanaltürk batinca rahat bir soluk alacak... mi dersiniz ? Fos büyüklük var, pos büyüklük var. AKP'ninki fos büyüklük. Yoksa bu kadar korkar miydi, küçücük Kanaltürk'ün posundan? Bu haberi silen değerli mod.arkadaşım ne gibi bir sakınca gördünüz haber niteliğimi taşımıyor? Buradan yazamıyorsanız özel mesajla iletirseniz çok sevinirim nedenini en azından öğrenmiş olayım saygılar. ![]()
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin" |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#59 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() fertelliyim Şuan
![]() Son Aktivite: 02.10.2011 17:21
Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 763
![]() |
![]() Baykal'dan Din Bilgisi dersi ! CHP Lideri kürsüde din adamı edasıyla konuştu - Video
Buyurun burdan yakın [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>> "Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin" [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#60 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() fertelliyim Şuan
![]() Son Aktivite: 02.10.2011 17:21
Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 51
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 763
![]() |
![]() SENARYO MU ÇÖZÜM ARAYIŞI MI?
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Ahmet TAŞGETİREN CHP lideri Baykal'a göre "Büyük bir senaryo var." MHP lideri de aşağı yukarı ona katılıyor. Baykal, senaryoyu Amerika'nın oluşturduğunu, hükümetin ve askerin bu senaryoda rol almaya razı olduğunu, hava ve karadan yapılan sınır ötesi harekâtın, toplumun gazını almak için yapıldığını- yaptırıldığını, sonunda kamuoyunun "siyasi çözüm"e hazır hale getirilmek istendiğini, "Talabani'nin daveti"nin de işi "siyasi çözüm"e sürüklemenin ilk adımı olduğunu, bu arada bir de Anayasa değişikliği yapılacağını ve ondan sonra artık "Anayasa'nın Türk milletinin anayasası olmayacağını" söylüyor. Büyük bir itham. "Amerika'nın kullandığı bir siyasi iktidar ve bu kullanıma razı olan bir askeri yapı." Çok büyük bir itham. Böyle bir itham karşısında önce Genelkurmay Başkanı'nın "İspat etsinler üniformamı çıkarırım", ardından Başbakan Erdoğan'ın "Siyaseti bırakırım" demesi kaçınılmaz. Peki gerçek ne? İlk bakışta insanın, "Aaa, sahiden de Baykal'ın dediği gibi oluyor" tepkisini vermesi mümkün. Talabani geldi, DTP yöneticileri ile önce Meclis Başkanı Toptan, ardından Cumhurbaşkanı Gül, ardından Başbakan Yardımcısı Çiçek görüşmeler yaptı. Bir paketten söz edilip duruyor. Amerikalılar operasyonun sürdüğü günlerde bile "Bu iş sadece silahla olmaz, siyasi çözüm de gerekli" diyorlar. Kuzey Irak'tan gelen seslerde de "Meselenin siyasi boyutu dikkate alınmadan çözüm olmaz" sözleri duyuluyor. Evet, tüm bu gelişmeler, ucu ucuna eklenince "senaryo" kurgusu öne çıkıyor. Baykal, "İş sonunda PKK ile masaya oturma noktasına gelecek" bile diyor. Ve o iddia için de "Acaba mı?" kuşkusu doğuyor. Ama ana muhalefet mantığından çıkıp, bir başka mantığı devreye sokmak da mümkün. Yani Baykal'ın bu senaryosuna mukabil, bir başka senaryo daha oluşturmak... Şunları düşünelim: -Türkiye'de hem askeri hem sivil kanat, çok uzun zamandan beri terörle mücadelenin sadece askeri yöntemle mümkün olmadığını seslendiriyor. Son MGK'da da bu, kayda geçirildi. Öncelikle dağa çıkışın önlenmesi, bunun için de dağa çıkışın zemininin ortadan kaldırılması, bunun için de bölgede sosyal, kültürel, ekonomik adımlar atılması düşüncesi Ankara'nın ortak kabulü halinde. Bu, kamuoyunun da benimsediği bir düşünce... Amerika'nın "PKK ortak düşmanımızdır" dediği, terör örgütünün uluslararası planda tecrid edildiği, hava ve kara harekâtı ile "PKK'nın bitiş sürecinin başladığı"na inanıldığı, yani Türkiye'nin önemli bir psikolojik üstünlük sağladığı bir safhada, bölgede atılacak olumlu adımlarla terörün sosyal zemininin yok edileceği de, öngörülen, dillendirilen bir tasarım. Ben de yazılarımda bunu ifade ettim. Ve ben, hükümeti, askerleri bilmem ama (!), benim bu düşüncemin Amerikalılar'la bağlantılı olmadığına yüzde yüz eminim. -Gelelim Talabani'ye... Talabani Irak'ın Cumhurbaşkanı. Evet bir Kürt. Ama ne yapalım ki Irak'ta o cumhurbaşkanı seçildi. Ve ne yapalım ki Irak'ta Kürtler var. Irak'ta Kürtler'in var olduğunu Amerikalılar yanında, Irak'ın Arapları da, Şiileri de, Sünnileri de, Türkmenleri de kabul ediyor. Farklı Arap ülkelerinden gelen 1500 Arap parlamenter Erbil'de, yani Kuzey Irak'ın başkent diye takdim ettiği şehirde konferans düzenliyor. Erbil'de elçilikler açılıyor. vs. İran Devlet Başkanı Ahmedinejad Bağdat'a geldi, Talabani ile kucaklaştı, hatta ona, onun en sevdiği tanımlama ile yani "Mam- Amca" diye hitap etti. Talabani'nin üstünü çizmek, Ankara için, sürdürülebilir bir diplomasi midir? Baykal olsa "Ben seni tanımayrum" mu diyecekti? -Ya DTP ile görüşmeye ne demeli? DTP'yi yok farz etmek mümkün mü? Adamlar, yüzde 10 barajın olduğu, üstelik o barajın, onların önünü kesmek için konulduğu bir sistemde, engelleri aşarak Meclis'e bir grup taşımışlar. Demek ki, onları taşıyacak bir toplumsal zemin var. Ne yapmalı o toplumsal zemini? Oy hakkını elinden mi almalı? Bunu Baykal başarabilir mi? Olmaz. O zaman onlarla görüşeceksiniz, onları cüzzamlı konumuna sürüklemek, sorun çözmüyor, aksine sorunu besliyor. Kaldı ki, onlarla görüşmek, onların her talebine evet demek anlamına da gelmiyor. Aksine belki onları, "Türkiye realitesi"ne çekmek için de görüşmek gerekiyor. Bu durumda, Talabani'yi çağırdınız, DTP'lilerle görüştünüz, bölgede terör zeminini ortadan kaldırmak için sosyal, kültürel, ekonomik hatta siyasi ve hukuki anlamda beyin fırtınası gerçekleştirdiniz... Bunlar olmamalı mıydı? Bunları yapmak illa da Amerika'nın ya da Avrupa'nın taleplerine eklemlenmek anlamına mı geldi? Böyle düşünmek yerine "Keşke bunları, Amerika ve Avrupa'nın seslendirmesine gerek kalmadan yapabilseydik" demek daha doğru olmaz mı? Baykal'ın komplo teorisi, misyonsuz kalmış bir ana muhalefetin kendi kendini dolduruşa getirmesi gibi görünüyor. Gevşek zeminde gaza basmak, heyecanlı ama boş nutuk, yani bir patinaj... Oysa böyle yol alınmaz. 13.Mart.2008 09:20:54
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>> "Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin" [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|