Yeniden Doğuş

[sibelYILMAZ]

İnsanlar geliştikçe kendilerini içten ve dıştan kavrayan çeşitli gerçekleri keşfederler. Yeni bilgi ve bulguların ışığında yaşamın teori ve pratikleri daha bir anlam ve önem kazanmaktadır. Bunlardan biri de yeniden doğuş konusudur.

İlk çağlardan beri insanlığın temel konularından biri olmuştur. Bir çok topluluk yeniden doğuş inancı ile özel eşyaları hatta bazı inançlarda hizmetçileri ile birlikte gömülmüşlerdir. Anadolu da yaşamış olan Likyalıların mezarları kayık biçimindedir. Bunun nedeni ise yeniden doğuş inancıdır. Kayık biçimindeki mezarları onların yeniden dünyaya gelmelerine yardımcı olacağı için, kayık biçiminde yapmışlardır.

Eflatun “ ruhlar sürekli olarak tekrar bu yaşama doğarlar “ diyerek bu konuya verdiği önemi anlatmak istemiştir. Bu konudaki araştırmalar ve çalışmalar 20. yüzyılda oldukça artmıştır. Bu çalışmaların Batı Avrupa ve ABD de yaygın olmasının nedeni yapılan araştırmalar ve ulaşılan bilgiler, belgelerdir. Yazılı kaynakların çok olması ve iyi saklanması sonucunda yeniden doğuş ile ilgili ortaya atılan iddiaların delillerinin bulunarak kesin olarak belgelenmesidir. Bunun en bilenen örneği ise sanatçı Shirley Mclain’in bir servet harcayarak kendi geçmiş yaşamı ile ilgili bilgilere ulaşmasıdır. Bunları da İçimdeki Yolculuk – Sevginin Sonsuz Dansı isimli kitaplarında uzun uzun anlatmıştır. Bu konuya ilgi duyanlar Akaşa - Ruh ve Madde yayınevlerinin kitaplarında bir çok bilgiye ulaşabilirler.

1960 yılında Dr. Ian Stevenson yeniden doğuş ( reenkarnasyon ) konusundaki çalışmalarının sonunda doğuştan var olan beden ve yüz işaretlerinden yola çıkarak pek çok kanıta ulaştığını yazılarında belirtmiştir. Dr. Ian Stevenson çocuklar üzerinde yaptığı çalışmalarda, çocukların önceki yaşamlarını hatırladığını ve önceki kişilikleri gibi davrandığını bu da gerçekten önceki kişiliği yaşamış oldukları sonucunu çıkarmıştır. Geçmiş yaşamlara ait hatırlanan olayların çok kuvvetli olduğu vakalarda ani ve şiddetli bir ölümün yaşandığını gözlemlemiştir.

Hepimizin yeniden doğup doğmadığı gibi bir soru aklımıza geldiğinde, insan yeterince evrimleştikten sonra Dünya gezegenine dönmek gereksiniminde olmaz. Daha yüksek düzeydeki seviyelerde doğarak evrimlerini sürdürürler. Yaşanan her şey kişisel evrimin aşaması olup, her engel bir sınavdır.

Önceki yaşamların bilgisi günlük yaşantımız için gerekli değildir. Ama gelecekte neler yaşayacağımızı bilmemize hiç olanak olmadığına göre, geçmişimizi de yok mu sayalım.


Sevgiyle kalın…

HALİT ÇAKMAKÇI